İnanç ve eğitim

A -
A +

Ülkemizin önde gelen ihracatçı kuruluşlarından Bursa'da kurulu, endüstriyel mutfakta çok önemli bir yerin sahibi İNOKSAN'ın Yönetim Kurulu Başkanı ile beraberiz bu hafta. Kendisiyle başarı sırlarını konuştuk. Dünden bugüne öykünüzü kısaca anlatır mısınız? Öğrencilik yıllarıma tesadüf eden 1971'den başlayarak yaklaşık 10 yıl boyunca endüstriyel mutfak sektöründe her kademede tecrübe edinme imkânım oldu. Ülkemizde her alanda önemli anlayış değişikliklerinin yaşanmaya başladığı 1980 yılına gelindiğinde ise, arkadaşım N. Coşkun İrfan ile birlikte, ulusal ve uluslararası platformda başarılara koşacağımıza dair kesin inançla İNOKSAN A.Ş.'yi Bursa'da kurduk. Önce Bursa ve çevresinde, derken Marmara'da, sonrasında Türkiye çapında etkili olmak, daha sonra da yurtdışına açılarak uluslararası bir firma olmak, bir diğer anlatımla marka ihraç etmek amacımızdı. Bu hedeflerimize bilgimiz, mesleki heyecanımız, başarma azmimiz; yöneticiler ve çalışanlarımız ile yönetimde, üretimde ve hizmette kalite anlayışımız sayesinde ulaştık. Kurulduğunda Bursa ve çevresine hizmet verebilen İNOKSAN, bugün dünyada 50 ülkeye endüstriyel mutfak ve ekipman ihraç ediyor. Müşteri anlayışınızı özetler misiniz? Müşteri velinimetimizdir. Müşteri patronumuzdur. Emeğimizin karşılığını verendir. Tüm İNOKSAN ekibinin üretim ve hizmetinin takdiri müşteriye aittir. Müşterinin ödediği para maaş, yatırım vesair biçimde herkese dönüyor. Bütün çabalarımız müşterilerimiz içindir. Amacımız; müşteriye hizmet, müşteri mutluluğu ve tatminidir. Müşterilerimizin öneri ve eleştirileri bizim için çok değerlidir. Sık sık müşteri anketleri yapıyoruz. Kurumsallaşma yönünde ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz? Kurumsallaşma amacı ve kültürü İNOKSAN'ın kurulduğu günden beri vardı. Hep profesyonellik anlayışı ile çalışıldı. Merkezi denetim, otonom yönetim ilke edinildi. Yetki devri, ekip çalışması, verimlilik-performans ölçümü hep sürdürülen anlayışımızdı. Bugün sektöründe Türkiye'de ilk ISO 9001 Belgesine sahip kuruluşuz. Bütün şirketlerimizde ve departmanlarımızda, Türkiye'nin her yerinde İNOKSAN kültürü yaşanmaktadır. Eğitime nasıl bakıyorsunuz? Eğitimin okul sonrası iş hayatında devam ettirilmesi gerekiyor. Teorik bilgiler pratik eğitimle tamamlanmalıdır. İNOKSAN'da daima bir eğitim departmanı ve sorumlusu var olmuştur. Genel müdüre kadar herkes ihtiyacı olan eğitimi almakta, eğitime önemli bütçe ayrılmaktadır. Hem işletme içinde, hem de dışarıdan eğitim alınmaktadır. Bilgili ve yetişmiş insan bir şirketin en büyük gücüdür. Eğitim insana ve geleceğe yatırımdır. Eğitimli, işini iyi bilen ve yapan insanlara sahip şirketler rakiplerinden daima önde ve başarılı olacaktır. İşe gönülden katılım hakkında neler söylemek istersiniz? İşe kafasını, elini ve yüreğini koyan insanlar hep başarılı olacaktır. Ama en önemlisi yüreğini işe koymak, kendini işe vermektir. Bu da işletme liderinin çalışanları motive etmesine bağlıdır. İnandırmak, birlikte hedeflere, amaçlara yönlendirmek, mutluluk ve başarıları paylaşmak gerek. Güven veren örnek liderler gerek. Böyle insanlar yüreklere can katar, yürekleri işe katar. Değişimi algılamak ve yönetmek konusundaki görüşleriniz nelerdir? Değişim şu günlerin en moda ve en sorunlu sloganı. Evet, insanlar ve kurumlar değişmeli, değişen şartlara uyum sağlamalı, gelişmelere adapte olmalı, teknolojiyi ve bilgiyi hızla özümsemeli. Hızlı gelişen ve değişen insanlar ve işletmeler daima avantajlı olacaklardır. Etrafta ve dünyada olanı biteni iyi gözlemlemek ve bunları bünyemize katmak gerekir. Dünya hızla gelişiyor. Bu hıza ayak uydurmak, önde olmak, geri kalmamak gerek. Herkesin, ama öncelikle liderlerin bu konuda örnek olmaları, değişimin öncülüğünü üstlenmeleri gerek. Türkiye değişiyor, insanlar gelişiyor, gelecek güzel olacak...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.