İnsan Kaynakları Zirvesi"nden dün elimin erdiği, dilimin döndüğü kadar aktarmaya çalıştım. Bugün bir konuyu daha aktaracağım izninizle. Sonra da bir yerlere bağlamaya çalışacağım... Dünyanın en ilgi çekici ve başarılı şirketlerinden biri olan Virgin Havayolları'nın personel alımı ile ilgili politikasını örnek gösterdi bir konuşmacı. Virgin'ciler personel alırken önce tavır ve hareketlere, jest, mimik ve genel olarak beden diline bakıyorlarmış. Ruh ve beden olarak rahat bir yapıya sahip olanlar arasından kabiliyetlileri seçmeye çalışıyorlarmış. Aynı şekilde geçen yıllarda dinlediğim bir Japon uzman da, "Önce kişilik özelliklerine bakıyoruz" demişti. "Dürüst, ahlâklı, pozitif enerjiye sahip olanlar arasından bilgi ve becerisi yeterli olanları seçmeye çalışıyoruz. Çünkü dürüstlük ve ahlâklı olmayı şirket içi eğitimlerle kazandırmak mümkün oluyor. Bilgi ve beceri eksikliğini eğitimlerle bir ölçüde tamamlayabiliyoruz. Gerçekten her alanda gerek kamu ve gerekse özel sektörde dürüst ve ahlâklı kişilere olan ihtiyaç her geçen gün daha belirli hale geliyor... Yeni Mahalli İdareler Kanunu Bu tesbitler ışığında mahalli idareler seçimlerini değerlendirmeye çalışıyorum. Diğer partilerde ne olup bittiğini pek bilemiyorum ama AK Parti'yle eğitim çalışmaları dolayısıyla birkaç yakın temasım oldu. Bu münasebetle birkaç toplantıya da katıldım. Genel olarak ana prensip adayların tutarlı, dürüst olmaları olduğunu söylüyorlar. Ancak bu anlayış her ne kadar ilk anda ilgi çekici olmakla beraber, bilgi çağının belediyelerinde görev alacak başkan ve meclis üyelerinin bilgi ve becerilerine de dikkat edilmiş olduğunu umuyorum. Çünkü iki tarafı keskin kılıç olan yeni Mahalli İdareler Kanunu'nun verdiği çok geniş yetkilerin, bilgisiz ve beceriksiz ellerde büyük kaynak israfına ve zararlara sebep olacağından endişem var. Umarım bütün partilerimiz aday seçiminde gereken titizliği bu mânâda göstermiş olsunlar...