İs­ki­lip ni­re, A­la­man­ya ni­re!..

A -
A +

Baba­sıy­la ma­ça git­mek is­te­yen oğul, adam­ca­ğı­zın ba­şı­nın eti­ni ye­mek­te­dir. Oğ­lu­nu na­sıl edip ba­şın­dan sa­va­ca­ğı­nı ka­ra ka­ra dü­şü­nen adam­ca­ğı­zın, ga­ze­te­nin bir say­fa­sın­da­ki ko­ca­man dün­ya ha­ri­ta­sı gö­zü­ne çar­par. Oğ­lu­nu ça­ğı­rır ga­ze­te­yi gös­te­rir. Son­ra ko­ca say­fa­yı yüz­ler­ce par­ça­ya bö­ler ve bu muh­te­şem "puzz­le"ı ço­cu­ğun önü­ne ko­yar. "Ha­di ba­ka­lım ma­ça üç sa­at var, o za­ma­na ka­dar bu ha­ri­ta­yı ta­mam­lar­san bir­lik­te ma­ça gi­di­yo­ruz, yok­sa ev­de­yiz. Sen der­si­ne, ben oku­ma­ma!.." Ço­cuk göz­le­ri par­la­ya­rak "Ta­mam" der ve hız­la oda­sı­na ka­pa­nır. Ya­rım saa­te var­ma­dan ko­ca ha­ri­ta ek­sik­siz bir ara­ya gel­miş­tir. Da­ha oku­ma yaz­ma­yı tam sö­ke­me­yen afa­ca­nın bu işi na­sıl be­cer­di­ği­ni hay­ret­le sor­gu­la­yan ada­mın göz­le­ri, ço­cu­ğun açık­la­ma­sın­dan son­ra bi­raz da­ha açı­lır. "Ba­ba­cı­ğım" der ço­cuk "say­fa­nın ar­ka­sın­da bir in­san res­mi var­dı. İn­sa­nı çö­zün­ce, dün­ya da ken­di­li­ğin­den hal­lol­du. Ha­di ma­ça geç kal­ma­ya­lım!" Ço­ğu­muz için bel­ki ha­yat bir anek­dot. Ama ben­de­niz için bir ha­yat des­ta­nı, te­mel pren­sip, muh­te­şem bir bu­luş açı­sı, ba­şa­rı­ya gö­tü­ren anah­tar... Emin olun hiç abart­mı­yo­rum. İn­sa­nı çö­ze­me­yen, onu an­la­ya­ma­yan, ona gü­ven­me­yen hiç­bir sis­te­min ba­şa­rı­lı ol­ma­sı müm­kün de­ğil... Ana­do­lu'nun mi­ni­cik bir ka­sa­ba­sın­da, İs­ki­lip'te Be­le­di­ye hiz­met­le­ri­nin da­ha et­ki­li ya­pı­la­bil­me­si için muh­te­şem bir per­for­mans ser­gi­le­yen Be­le­di­ye Baş­ka­nı ile te­le­viz­yon­da bil­gi pay­laş­tık ge­çen ak­şam. Uzun yıl­lar kay­ma­kam­lık, bir sü­re­si rah­met­li Re­cep Ya­zı­cı­oğ­lu ile Er­zin­can dep­re­mi son­ra­sın­da ol­mak üze­re va­li yar­dım­cı­lı­ğı yap­tık­tan son­ra be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı­na so­yu­nan Sa­yın Or­han Öz­türk ay­nı şe­yi söy­lü­yor: "De­mi­re, çi­men­to­ya, ener­ji­ye, tek­no­lo­jik alt­ya­pı­ya gös­ter­di­ği­miz öze­ni, in­sa­na gös­te­re­me­di­ği­miz za­man ba­şa­rı ha­yal­dir..." Gö­re­ve gel­di­ği­nin haf­ta­sı­na İs­ki­lip Be­le­di­ye­si­nin üç mü­dü­rü­nü Al­man­ya'ya gön­der­miş, ne­ler dü­şün­dü­ğü­nü an­la­ma­la­rı için yo­ğun bir be­le­di­ye­ci­lik eği­ti­mi al­ma­sı için. Son­ra da sı­ra­sıy­la, öğ­ren­ci­le­ri, iş­çi­le­ri, İs­ki­lip­li ha­nım­la­rı, İs­tan­bul'a, An­tal­ya'ya, Ça­nak­ka­le'ye, An­ka­ra'ya yol­la­mış. "Ufuk­la­rı ge­niş­le­di, be­ni da­ha iyi an­la­dı­lar" di­yor. Bu se­ya­hat­le­ri eği­tim fa­ali­yet­le­ri ile de des­tek­le­miş. "Bü­tün bun­la­rın so­nuç­la­rı önü­müz­de­ki beş-on yıl­da gö­rü­le­cek, o za­man İs­ki­lip­li­ler be­ni iyi­lik­le ha­tır­la­ya­cak­lar" di­yor. İn­sa­nı oda­ğa koy­mak laf­la ol­mu­yor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.