İşi de sözü de ehline vermeli

A -
A +

Bugün ben de böyle yapıyorum. Buyurun, ehlini dinleyin: "Kıymetli beyefendi, Gazetemizin istifade edilen ve her yazınız sonrasında mutlaka bir çözüm önerisinin de yer aldığı köşenizde gündeme getirmeniz ümidiyle son günlerde hep birlikte yaşadığımız Boğaziçi Köprüsü ile ilgili bir hususu arzetmek istiyorum. Bugünlerde Boğaziçi Köprüsü'ndeki proje hataları ve köprünün güvenlik tartışmaları sürüyor. Umulur ki deprem muhabbetimiz gibi yıllarca sürmez. Tez zamanda tedbirler alınır. Sayın İzmirli, Mimar-mühendis meslektaşlarımın da belirttiği gibi "birinci köprü" diye isimlendirilen Boğaziçi Köprüsü'nde maalesef tasarım ve proje hataları mevcut. Günün şartları, teknolojik imkanlar, hatta o dönemdeki bilgi seviyesi buna sebep olmuş olabilir. Çünkü her 10 yılda bir teknolojinin tamamen değişebildiği günümüz dünyasında bir zamanların en iyi çözümü, belli bir süre sonra demode olduğu gibi, sonradan hatırlandığında komik de bulunabiliyor. Yapı elemanları yorulur "Birinci köprü"nün inşasında yaşanan olumsuzluklar, "ikinci"de düzeltilmiş. Boğaziçi Köprüsü'nde yapılan hatalar, en azından Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde tekrarlanmamış. Hatta tabiri caiz ise sessiz sedasız çözümler devreye sokulmuş. Ne gariptir ki, 31 yıl sonra yorulan ve aşırı rüzgârla kopan bir halat bağlantısı sebebiyle biz köprüleri bugün masaya yatırabiliyoruz. Proje aşamasında günde 30 bin aracın geçmesi öngörülen bu köprüden halen günde 200 bin aracın geçtiği; yine saatte 162 kilometre rüzgâr hızına göre tasarlanan bu yapının belli limitler dahilinde kısmen; gerektiğinde ise tamamen trafiğe kapatılması hususu yetkililerce açıklanıyor. Bunları hepimizin anlayabileceği bir dile çevirirsek şunları söyleyebiliriz: Bütün yapı elemanları ister köprü olsun, ister kolon, ister kiriş yük tesirleri altında yorulur. Taşıyamayacağı bir yük seviyesine gelince de ya yıkılır, ya kırılır ya da çöker. Bu kadar basit! Yani onun da yorulmaması lazım. Kimin? Her gün üzerinden geçtiğimiz köprü tablalarını taşıyan askı halatlarının ve bağlantı levhalarının. Yapılan hata ne?!. Ama biz ne yapıyoruz? Şu ana kadar hiçbir uzmanın, hiçbir yetkilinin üzerinde durmadığı, yine "birinci köprü"ye mahsus bir kusur sebebiyle Boğaziçi Köprüsü'nün askı halatlarını insafsızca yormaya devam ediyoruz. Nasıl mı? Boğaziçi Köprüsü'nün ödeme gişeleri Anadolu yakasında bulunuyor. Avrupa yakasından Asya tarafına geçişte, gişelerdeki ödeme esnasında yavaşlayan trafik, geriye doğru şiştiğinde köprü anlamsız bir şekilde yükleniyor. 1074 metre uzunluğundaki köprünün ödeme yönü istikametinde bulunan üç şerit, bekleyen araçlarla köprüye ekstradan yaklaşık 2-3 bin ton yükün yüklenmesine sebep oluyor. Dolayısıyla köprünün üzerinden hemen geçip gitmesi gereken araçlar, gişelerin yanlış tarafa yerleştirilmesi sebebiyle bu bölgedeki halatları da zorluyor. Çok şükür bu proje hatası diğer köprüde tekrarlanmamış. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde ödeme gişeleri Avrupa tarafında yer aldığı için, gişe önündeki trafik yavaşlamasından kaynaklanan ve geriye doğru şişen araç kuyruğu, köprü üzerinde değil de, otoyol üzerinde oluşuyor. Gişeye ödeme yapan araçlar köprü üzerinde durmaksızın karşıya geçebiliyor. Dolayısıyla köprü üzerinde birikme oluşmuyor. En kolay çözüm... Sayın İzmirli, Boğaziçi Köprüsü İstanbul'un can damarı ve Boğazın nadide gerdanlıklarından biridir. 1973'ten beri doğru dürüst bakım dahi görmeden, 31 senedir hizmet veren bu esere de acımak lazım. Daha onlarca yıl ayakta durabilmesi için, en azından, gişelerin yeri konusu bir daha gözden geçirilirse, hatta "ikinci köprü"den kopya çekilerek çözüme çabucak ulaşılsa ne kaybederiz? Lütfen halatları daha fazla yormayalım. Selam ve hürmetlerimle. Aziz Cumurcu İnş. Mühendisi" ..... Bütün okuyucularımın Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.