İyimserliğin böylesi!

Az gelişmişliğin malum birçok göstergeleri var. Kişi başına elektrik, demir-çelik, bilgisayar, et, süt tüketiminin az olması gibi. Seremoni ve törenlerin çok olması gibi. Bir de yönetim uzmanları liderlerin çok önemli takımın daha az önemli olmasının da az gelişmişlik ölçüsü olduğunu söylüyorlar. Türkiye'yi bu ölçüye vurduğumuzda maalesef yine az gelişmiş olduğumuz görülmekte. Toplumumuzda malum "biri" çıksa bizi bir hale yola koysa özlemi hep olagelmiştir. Bu da toplumun potansiyelinin tam olarak ortaya çıkmasını engelleyen bir durum oluyor. Bu düşüncelerle son yılları değerlendirmeye çalışınca şöyle bir tesbit yaptım... Yeni yeni alışmaya başladığımız koalisyon kültürü ülkemize kısa dönemde pek birşeyler kazandırmadı. Ne zaman koalisyonlarla yönetilsek ülke dar boğazlara girdi diyoruz. Diyoruz da madalyonun bir de arka yüzüne baksak şöyle diyemez miyiz? Karizmatik liderler, popülist yaklaşımlarla ekonomimizin kimyasını bozuyorlar, onlardan sonra gelen takımlar (yani koalisyonlar) akılcı tedbirlerle durumu düzeltmeye çalışıyorlar. Ekonomiyi rayına oturtmak için aldıkları sert tedbirlerle halkın öfkesini çekiyorlar. İlk seçimlerde eleniyorlar. Onların toparladıkları kaynaklar bir popülist lider tarafından, yine heba ediliyor. Bu tesbit belki yanlış olabilir. Ancak koalisyonun dördüncü ortağı Sayın Kemal Derviş sık sık "Bu bir takım işidir" demekte ve gerçekten emrinde ya da beraberinde bulunan bürokratlarla bir takım anlayışı içinde çalıştıklarının görüntülerini sergilemektedir. İlerisi için ümit verici bir durum. Bu kadar karamsar bir tablonun içinden ancak bu kadar iyimser bir yorum çıkarabildim. Hoşgörün.