Just do it(*)

A -
A +

Kuvantum düşünce tarzının en önemli boyutlarından biri kainatta her şeyin bir diğeriyle bağlantısı olduğu anlayışıdır. Bizim neslin bunu kavrayabilmesi çok zor oldu. Çünkü bizlere yıllar boyu analitik düşünme tarzı öğretildi ve uygulatıldı. Yani her olayı belli şartlar altında diğer olaylardan bağımsız ele almak öğretildi. Arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktada fiyat oluşur denildi. Ancak bunun çok dar bir çerçevede ve kısa bir zaman diliminde olabileceğinin üzerinde fazla durulmadı. Mesela balık halinde sabahın erken saatinde beş on tane alıcı ve bir satıcının tezgahı önünde olan biten budur. Fiyat bir anda oluşur ve satış gerçekleşir. Ama işin içine frigofirik kamyonlar, gemiler, derin dondurucular, konserve teknolojileri, ulaşım ve haberleşmedeki muazzam gelişmeler katılınca durum değişti ve kuvantum anlayışını da tatmin eden deyimle "küreselleşti". İşte bizim neslin en büyük zihinsel kalıbı bu "belirlenmiş dar bir yer ve zamanda" meselelere yaklaşma alışkanlığıdır. Bu bakımdan bakınız bendeniz son yıllara damgasını vuran ve aslında herkesten çok iş dünyasını ilgilendiren küresel ısınma konusunda şöyle düşüne geldim. Bize öğretilen meteoroloji derslerinden aklımda kaldığına göre dünyada iklim olayları kırk elli yıllık periyodlarla alçalan ve yükselen (yani sinüzoidal denilen) şekilde değişmektedir. Şimdi dünya daha sıcak bir döneme girmiştir. Merak edilecek ve abartılacak bir durum yoktur. Ancak son yıllarda elektronik hızla akan bilgi herkes gibi beni de, benim dünyaya gelmelerine sebep olduğum ve de tadına doyamadığım miniciklere bırakacağım çevre mirası üzerinde derin düşüncelere daldırmaya başladı. Birinci şoku, ozon tabakasını parçalayan gazlarla sürdürülen her türlü üretim konusunda yapılan ve belki hâlâ da yapılan yanlışta yaşadım. Şimdi de bunun etkisiyle yüzyıllardır kaskatı durduğu halde son yıllarda çözülen buzulları düşünmeye başladım. Ve de, son günlerde kuvantum düşüncesinin temel metaforlarından (mecazlamadan) olan "Amazon'da kanat çırpan kelebek, Çin sahillerinde oluşacak fırtınaya katkıda bulunur" deyişinden daha fazla etkilenmeye başladım. Kendi kendime sessiz ve derinden eyleme geçtim. Artık çeşmelerde elimi yüzümü yıkarken şuurlu bir şekilde "açıyorum, kapıyorum, ben bunu hep yapıyorum!" Elektrik ampullerinin hepsini bir tanesi hariç ekonomik cinse dönüştürdüm. Arabamı kullanırken eski "Eşrefpaşalı, aragazlı, bol egzozlu" tavrını en azından sorgulamaya başladım. En son ne mi yaptım? Bugün sabah internette gezerken gördüğüm bir tedbiri hemen uyguladım. Tuvaletin rezervuarına bir litrelik dolu bir pet şişe koydum. Yani her gün en az yirmi litre su tasarrufu yaptım! Lütfen Amerikalıların vahşi diye asırlarca katlettikleri kahraman ve kültürlü akrabalarımızın; "Kızılderili" denilen o kibar insanların asırlar önce vardıkları çevre şuuruyla söylediklerine kulak verelim. "Yaşadığımız dünya bize babalarımızdan miras değildir, torunlarımızdan ödünç aldığımız bir varlıktır." İş dünyamızı da bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyorum, müsaadenizle... (*)"Hemen yap, geciktirme, üşenme" manasına bir Amerikanca.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.