Kanun çıkardık oldu bitti mi?

Yeni Ticaret Kanunu'nu henüz okumuş değilim. Ancak bu konuda konuşulanlara ve yazılanlara göre anladığım, bu kanunla iş dünyamızda yeni bir dönem başlıyor. En çok tartışılan konulardan biri şirketlere 'Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi' tayin edilmesi meselesi. Aslında yönetim biliminin en önemli konularından biri 'İşletme Körlüğü' denilen problemdir. Şirketi moda tabirle merdiven altından alıp plazalara taşıyan bir patrona söylenecek çok şey yoktur aslında. Zaten bazı patronlar söylenilse de kulak asmaz. Şirketler özellikle bizim gibi hızlı büyüyen ekonomilerde ani çıkışlarla kendilerini zirvede bulurlar. Bu ani büyüme insanoğlunun malul olduğu bütün zaaflarla malul olan patronları da ister istemez etkiler. Bundan etkilenmeyen patron çok azdır. Her şeyin en iyisini kendi bildiğine inanan birine nasihat kâr etmez. Özellikle hemen tamamı aile şirketleri olan şirketlerde durum daha vahimdir. Çoğunluğu tahsilini kısa keserek hayata atılan 'Kurucu Babalar' ile batı normlarına göre eğitim almış ikinci neslin anlaşması daha bir zorluk arz eder. Bütün bunlar 'kararların kalitesini' düşürebilir. Yükseklerde rüzgârlar sert estiği için yanlış kararlar şirkete ilk zamanlara nazaran daha büyük zararlar verebilir. İşte burada iki neslin arasını bulacak bir 'Âkil kişiye' ihtiyaç duyulur. Bu ihtiyaç ise yakışıklı bir 'Genel Müdür' tayin edilerek giderilmeye çalışılır. Ancak yetkilerini devretmeye fazla yanaşmayan 'Kurucu Babalar' genel müdürü yönetici olarak değil, kendini değişim için zorlayan ikinci nesle karşı tampon olarak kullanmaya çalıştıkları için, şirkette en kötü durum olan 'İki Başlı Yönetim' ortaya çıkar. Bu ise şirketi yavaşlatır, üzer, yorar. İşte?bunun için gerçekten bilgi ve görgüsü yeterli olan ve kararlara katılma imkânı verilen 'Bağımsız bir yönetim kurulu üyesi' bu konuda faydalı olabilir. Zaten bizim şirketlerde 'Yönetim Kurulları' adam gibi çalışmıyor ki diyorsanız; o zaman önce şirketleri 'İyi yönetilir hale getirmeniz gerekir.' Senelerdir bu köşede biz ne diyoruz. Bu iş 'kanun' işi değil, 'kültür' işidir. İşe sağlam bir şirket kültürü oluşturmakla başlanmalıdır. Kanunlar o zaman daha faydalı olur...