Koç gibi eser!

Bilgi çağına adım atmak lâfla olmuyor. Bugün bilgi çağına girmiş ülkelerin bu seviyeyi yakalamalarında birçok etken var. Bunların başında çok çalışmak, olaylara önyargısız bakabilmek ve de bilgiyi etkin bir şekilde paylaşmak gibi üç madde bendeniz sayayım, sizler daha başkalarını ekleyin isterseniz. İşte bugün "bilgi paylaşmak" konusunu açmaya çalışalım isterseniz. Bilgi paylaşmaya çalıştığımız okullu yıllara gidelim ve meselâ orada bize uzun uzun anlatılan sanayileşme çabalarını ve bu çağın önemli buluşlarını hatırlamaya çalışalım. İlk motor, ilk otomobil, ilk traktör, ilk bisiklet ve bu harika araçlara kadar insanoğlunun geçirdiği çileli yolculuk.. Hangisi zihnimizde tam olarak yer etmiştir? Çok azı; çünkü bir sararmış fotoğraftan ve kelimelerle anlatımdan ancak bu kadar öğrenilir. Bu bilgilerin paylaşılması, eğer anlatılan modeller gösterilerek ya da orijinal örnekler üzerinde yapılsaydı, o zaman daha kalıcı ve daha üretken bir etki meydana getirirdi. Maalesef bizler gençliğimizde böyle bir imkâna sahip olamadık. Laboratuvar ve uygulama imkânları sınırlı okullarda birşeyler öğrenmeye çalıştık sadece. Şimdi, internet bilgiyi parmağımızın ucuna kadar getirdi gerçi ama yine de görerek, hissederek, hatta dokunarak öğrenmenin yerini hiçbir şey tutamaz. İşte tarımdan, sanayiye, oradan bilgi çağına geçişi, muhteşem bir güzellikle bizlere sunan Sn. Rahmi Koç'a millet olarak ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizlere dünya standartlarında bir sanayi müzesi hediye ettiği için ve bilgi paylaşmamıza çok büyük bir katkıda bulunduğu için. Müzeyle ilgili birkaç teklifim olacak; onu ilgiliye iletmeye çalışacağım. 7'den 70'e herkes bu güzel kültür yuvasını ziyaret etmelidir. Gençler çok şey öğrenecekler, bizim gibi yaşlılar da gerçek anlamda nostaljik bir gün geçireceklerdir; ki her ikisine de ihtiyaç var. Darısı diğer iş adamlarımızın başına. İyi haftalar efendim.