Kolay mı?

A -
A +

Toplam Kalite Yönetimi (TKY) yönetim akımları içinde en dayanıklısı çıkacak gibi. Aslında yönetim işine kafa yoranlar bütün yönetim tekniklerinden bir düzen dahilinde yararlanmanın faydasını idrak ediyorlar. İşte Total Quality Management denilen yönetim tekniği de birçok yönetim tarz ve metodunu sistemli bir şekilde bir araya getirmekte ve bu yüzden başarılı olmaktadır. Aslında 'total' kelimesinin tam karşılığı ' toplam' değil 'topyekun' ya da bazı yazarların kullandığı şekilde 'bütünsel' olabilir. Yani burada bir şirketin, organizasyonun, kurumun, devletin yönetiminde mükemmellik hedefleniyor bu sağlandığı takdirde ilgili herkesi memnun edecek sonuçların çıkacağı varsayılıyor. Tabii tersinden düşünürsek herkesin üstüne düşeni layıkıyla yapması öngörülüyor. TKY'nin en önemli kabullerinden biri 'işi en iyi onu yapan bilir' anlayışıdır. Buradan hareketle bu anlayış ı hakim kılmaya çalıştığınız organizasyonun bireylerinden gelen önerileri hem ciddiye almak hem de bu önerilerin rahatça yapılabileceği ortamı sağlamak hatta kabul gören önerileri ödüllendirmek, kabul görmeyenleri için de makul bir açıklama ile geribildirim vermek zorundasınız. İşte bu anlayış organizasyonlarda genellikle gönüllü olarak ortaya çıkan 'Kalite Çemberleri' ni son isimlendirmeyle 'İyileştirme Takımları' nı ortaya çıkarmıştır. Bazı Japon şirketlerinde yılboyunca milyonla ifade edilen iyileştirme önerileri yapıldığı bilinir. Bendenizin de herkes gibi bazı konularda yararlı olduğuna inandığım öneriler aklıma gelir. Ancak öyle ya da böyle bir köşe yazarı olmama rağmen bu önerileri gündeme getirmekte pek istekli değilimdir. Bunun sebeplerini analiz ettiğimde Türk insanının kendini gösterme konusunda çekingenliği, özgüven eksikliği ve benzeri psikolojik engeller yanında bunlar kadar önemli bir milli paradigma öne çıkıyor 'Boşversene abicim kim dinler bizi, boşuna mı söylenmiş kim takar filan ilçenin kaymakamını diye?' İşte bu ortam Türk milletini buluş ve keşif kısırı patent fakiri eylemiştir. Deneyelim isterseniz. Geçenlerde Atatürk Havalimanına akan trafikle ilgili bir önerim olmuştu. Bilerek kimseyi doğrudan muhatap almadığım o öneriyle ilgili hiçbir kıpırdanma olmadı. Hadi bugün birkaç öneri daha yapalım ve sonuçlarını beraberce izleyelim. Kar yağdığı günlere hazırlık olarak bütün araçlarda zincir yanında beş on kilo tuz, kum olmadı kömür tozu bulunduralım. Ani bastıran karda herkes aracının etrafına bunları dökerse yollar anında açılır. Çünkü en büyük zorluk mevcut tuzu ya da kumu ulaştıracak araçların kapanan yollara ulaşamamasıdır. Özellikle bebe ve çocuk ama her türlü iç giyim ve gömlekler ve benzeri insan tenine yakın giyilen konfeksiyon ürünlerinde insana kaşıntı azabı veren kocaman ve sentetik elyaftan yapılma etiketlerin giysilerin hiç olmazsa daha az rahatsızlık verecek kısımlarına takılmasının sağlanması. (Çünkü iki çocuk ve dört torun için alınan bu tür giyeceklerin etiketlerinin giysiye zarar verilmeden sökülmesi işini gönüllü olarak bendeniz üstlenmişimdir!..) Kaliteli toplum... Kan dolaşımına mani olacak derecede dar imal edilen erkek ve çocuk çoraplarının konçlarının Türk insanının baldır ölçüleri dikkate alınarak yeniden ayarlanması. Bendeniz sağlığımı düşünerek aldığım an da hemen hemen bütün çorapların konçlarını keserek bu probleme çözüm buluyorum. Bütün bu ve benzeri milyonlarca iyileştirme önerisini alacak, harmanlayacak, sınıflayacak, ilgililere aktaracak, uygulayacak, uygulayamadıkları hakkında geri bildirim verecek bir sistem gerek. Kolay mı öyle 'kaliteli bir toplum olmak' . Bunun için AB'nin kahrını çekeceğiz işte.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.