Kongremiz tamam, ya duvarlarımız!

A -
A +

III. Sanayi Kongresi, 'Küresel Değişime Uyum' ana konusunu seçmişti bu yıl. İş adamı ve sanayicilerimizin bu tür toplantılara gösterdikleri ilgi son yıllarda bayağı artmaya başladı. Bu ilgi, bilgi çağına adım attığımızın bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Çünkü on on beş yıl önce bu tür toplantılara adeta zorla adam toplanırdı. Tabii o zamanlar biraz kendimiz çalar kendimiz oynardık. Konuşmalar daha bir politik daha nutukvari olurdu, ağzı laf yapan belirli bir grup bu tür toplantılarda bol bol boy gösterir, tabir caizse 'kurt dökerdi'. Yüksek koruma ve gümrük duvarlarının ardına sığınıp 'ne yaparsam satarım ben dalgama bakarım' diyen sanayici ve iş adamlarımızın 'fazla lafa karınları tok'tu. Ama köprülerin altından çok sular aktı. İster bilgi çağının gerçeği olarak kabul edin, ister kapitalistlerin yeni sömürü düzeni gözüyle bakın 'uzakları yakın' eden bir 'globalleşme' olgusuyla karşı karşıyayız. Bu devirde yepyeni paradigmalar iş hayatını şekillendirmeye başladı bile. Kongre'nin titizlikle organize edildiğini konuk konuşmacıların seçiminden anlamak mümkündü. Hollanda Shell şirketinde babadan oğula devrederek yaklaşık altmış yıl süren bir yönetim tecrübesini kullanarak kaleme aldığı "Yaşayan Şirket" kitabında uzun ömürlü şirket olmanın sırlarını ortaya koyarak iş dünyası klasiklerinin arasında yer alan Arie de Geus bu sırların hâlâ geçerli olduğunu bilimsel verilerle ortaya koydu. Öz kaynaklara bağlılık, değişimin farkında olmak, etkili ve paylaşılan bir şirket kültürüne sahip olmak, adem-i merkezî (yetki devreden) bir yönetim anlayışı olarak özetleyebileceğimiz daha ziyade insanî değerlere vurgu yapan bu dört özelliğe sahip olan şirketlerin, sadece 'kâr'a odaklanan şirketlere oranla uzun ömürlü olmalarının yanı sıra on beş kat daha kârlı olduklarının tespit edildiğini söyledi Geus. Doksan şirketin altmış yıllık dönem itibariyle yönetim tarzı ve finansal tabloları taranarak elde edilen araştırma sonuçları gerçekten etkileyici idi. Hakim faktör... Arie de Geus 1950'lerden sonra Marshall yardımlarının da etkisiyle üretim ve tasarruf ikilisinde meydana gelen büyük değişimlerin sonucunda trilyon dolarlarla ifade edilen ve emekli sandıkları, sigorta şirketleri gibi kurumlarda toplanan muazzam finansman fonlarının bir de paranın ışık hızıyla hareket etmesi sonucunda 'sermaye'yi kritik ve hakim faktör olmaktan çıkardığını; şimdi 'insan'ın kritik üretim olduğunu veciz bir şekilde ortaya koydu. Sonra ne mi oldu? Birkaç oturum daha yapıldı. Öğle yemeği yendi. Akşam kapanış oturumu ve resepsiyonu derken bu gerçekten etkileyici toplantı sona erdi. Şimdi benim kafamda "Gerçekten hayatî olan bu bilgiler ne ölçüde şirketlere akacak ve ne derecede uygulanma imkanı bulunacak?" sorusu var. Çünkü öğle yemeğinde beraber olduğumuz oldukça büyük bir şirketin pazarlama müdürü olan genç bir yönetici, şirketlerimizin çoğunda "Yöneticilerle çalışanlar arasında hâlâ kalın ve yüksek duvarlar olduğundan" yakındı. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük ve tüm takım arkadaşlarına candan teşekkürler ve tebrikler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.