Konuşalım rahatlayalım!

Herkesin elinden geleni yaptığı bir referandum dönemini arkada bırakmamıza günler kaldı. Sonuç ne olursa olsun bundan millet olarak kârlı çıkacağımıza yürekten inanıyorum. Çünkü yönetim bilimcileri "Susan toplumun problemlerini çözmek zordur" derler. Gerek küçük gerekse büyük, bütün örgütlerde örgüt üyelerinin düşündüklerini rahatça söyleyebilmeleri yöneticiler için büyük bir imkândır. Aslında bütün kültürlerde bu iş için çeşitli düzenler vardır. En eski çağlardan beri halkın nabzını tutabilmek için mesela Romalılar "Forum"lar düzenlerler, bizim kültürümüzde ise "Amme Divanı" denilen halkla hükümdarı doğrudan buluşturan toplantılar yapılırdı. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde seçim ve referandum aletleri halkın katılımını sağlamak için olmazsa olmazlardan olmuştur. Son yıllarda şirketler seviyesinde "Arama Konferansları" ve "Beyin Fırtınası Seansları" çalışanların ve şirketin problemlerini en doğru şekilde ortaya koymak için sık başvurulan araçlar olmuşlardır. Hatta uzun yıllardır iş dünyasının dilinden düşmeyen "Takım Çalışması" kavramı ve uygulamaları şirketlerin en küçük birimlerindeki çalışanların fikirlerini rahatça söyleyebilecekleri bir ortamı oluşturmaya yaramaktadır. Neticede insanlar ayırım yapılmaksızın "adam yerine konulmaya" önem vermektedirler. İnsanoğlunun bu tabiî ihtiyacını karşılayacak her faaliyet o topluluğun daha huzurlu ve verimli olmasını sağlamaktadır. Bendeniz işte bu "Referandum" denilen olayı insanın bu ihtiyacını karşılaması yönünden de önemsiyorum. Bu kültürün yerleşmesi için hepimizin elimizden gelen gayreti göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Bayramınızı en içten dileklerle kutluyorum...