Kriz ve liderlik

A -
A +

Tuzla Piyade Okulundan sonra kurayı Patnos'a çektim ve ömründe doğru dürüst kar görmemiş biri olarak Doğu Anadolu'ya doğru yola çıktım. Önce Ankara'ya oradan tek şoförle hiç durmadan onsekiz saat süren bir yolculukla Erzurum'a vasıl oldum. Bir gece Arı Otel'de konakladım, sabah saat yedide otobüsle Patnos'a doğru yola çıktım. Otobüsde Uzun Dalga Ankara Radyosu'nun meşhur 'yedibuçuk ajansını' dalgın dalgın dinlerken Alaşehir'de 6.8 büyüklüğünde deprem olduğunu duyunca perişan oldum. Otobüs Horasan'da mola verince doğruca bir gazete bayiine koştum ve bir gazete aldım. Aklımca depremle ilgili bilgi alacaktım. Elimdeki gazetenin üç günlük olduğunu fark ettiğimde 'Doğu Anadolu Gerçeği'yle ilk defa yüzleşmiş oldum. Rahmetli babam ben varmadan önce bir telgraf çekmiş, iyi olduklarını, boşuna gelmememi söylemiş. Gerçekten o gününün şartlarında Patnos-Alaşehir en az üç günlük yol idi. Onbeş günlük 'Felaket İznimi' kullanmadım. Vazifeye devam dedim... Bütün bunları gençlere bu ülkenin nerelerden geçerek bugünlere geldiğini göstermek için anlatıyorum. Son örnek; Van-Erciş depremini olduğu anda haber aldık. Birkaç saat içinde kurtarma çalışmaları başlamıştı. Altı saat sonra Başbakan ve ilgili Bakanlar orada idiler. Bunun yanında bütün ülke bölgeye adeta yardım yağdırdı. Yardımlar çok büyük aksaklıklar olmadan yerine ulaşmaya başladı, halen de devam ediyor... Bütün bu olan biten içinde bu köşenin ilgisini 'Kriz Yönetimi' konusunda ülkemizin aldığı mesafe çekiyor. Gerçekten gayet olgun bir şekilde bu son imtihanı da verdik. Ancak kriz yönetiminin en önemli ayağı kriz geldikten sonra onu yönetmek değil, kriz gelmeden önce onu önlemeye çalışmaktır. İşte burada yıllardır gol yedik durduk! Ağladık sızladık ama depremin esas öldürücü unsuru olan inşaat sistemini, teknolojisini, kalitesini, gerekli hukukî altyapıyı sadece sorgulamakla yetindik. Bu defa bu acıları azaltacağını umduğumuz önemli bir gelişme oldu. Başbakan Erdoğan 'Seçim kaybetmemize sebep olsa bile çürük binaları yıkacağız!' diye söz verdi. İşte Türkiye'nin ihtiyacı olan da bu idi. Kararlılıkla ve cesaretle bu meselenin üzerine gidebilmek! Krizlerin proaktif olarak yönetilmesi için gerekli olan bu davranış tarzına yönetim biliminde 'Liderlik' deniyor. Başbakanımızı farklı kılan ve milletin teveccühünü kazandıran da kendisinde tabii olarak mevcut olan bu özellik. Kendisine bu özelliğini mertçe ve samimiyetle milletin hizmetine sunduğu için teşekkür borçluyuz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.