Kuşa yem yetmez, güven de vermeli

A -
A +

Yabancı sermaye konusu yıllardır ülke gündemini işgal eder durur. Herkes bu konuda konuşur, fikir beyan eder. Dünyada katrilyonlarca -hadi trilyonlarca olsun- dolar gidecek ülke, desteklenecek rasyonel projeler arar durur. Yahu neden Türkiye kalkınmanın motoru olacak, ülkeyi sağlam dış bağlantılarla dünya ekonomisine bağlayacak böyle bir imkândan yararlanamaz. Bulgaristan kadar, Romanya, Suriye kadar dış kaynak cezbedemez der dururuz ya. Anadolu insanı bu soruya cevabı yapıştırdı. "Para ürkek bir kuş gibidir. Konacağı yerde sadece yem olması yetmez, aynı zamanla o yemin güvenli olması lâzımdır." O zaman bu ürkek kuş sürüsünün Türkiye'ye yıllardır uğramamasını bu ölçüye vurduğumuz zaman mesele anlaşılıyor. Ülkemiz yatırımcı için gerçekten muhteşem imkânlar sunacak kapasiteye sahip. Nüfusumuzun büyüklüğü yanında, genç nüfusun oranının yüksek olması pazar olarak bizi çok cazip kılıyor. Hangi sektöre el atsanız bakir bir alana giriyorsunuz. Üstelik işgücümüz belli ölçüde kalifiye hale geldi. Eğitim sisteminde köklü değişimlerle gençlerimizi teknik alanlara kaydırmamız mümkün. Zaten üniversite kapılarında çürüttüğümüz gençler böyle bir hamleye hazırlar. Türkiye'de yabancı yatırımcılar için Anadolu insanının tabiriyle "yem bol". O zaman eksik olan onlara güven veremeyişimiz. Bunun da çok çeşitli boyutları var. Demokratik rejimin tam oturmayışı, alt yapının eksikliği, bürokratik açıdan diğer ülkelerle kıyasla felaket diyebileceğimiz durumumuz ve daha birçok menfi durum. Ancak bütün bunların çözümü, hale yola konmasının tescil şartlarından biri siyasi istikrar. Bunu son yıllarda çok yazdık söyledik. Sağ olsun insanımız muhteşem sağduyusuyla, yine muhteşem bir meclis aritmetiği hediye etti. Ama gelin görün ki anayasa değiştirmeye yetecek oy potansiyeline sahip partinin kurduğu hükümete, ilk birkaç günkü şaşkınlıkla hoşgörünmek isteyen, çevreler, ani bir dönüşle yargılamaya, dişlemeye başladılar. Ne olur Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasasının çerçevesi içinde teşekkül etmiş iktidar ve onun hükümetine millet beş yıl süre vermişse hiç değilse basın olarak biz de bir yıl süre tanıyalım. Üstelik bölgemizin savaş ihtimaliyle çalkalandığı şu günlerde siyasi istikrara her zamankinden daha fazla muhtacız. Gelin biraz sabırlı olalım. Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.