"Kuvantum" öyle kolay mı?

Benimkisi biraz fantezi biliyorum, temel bilgilere bihakkın vakıf olmadan Kuvantum Fiziği, Kuvantum Düşünce, Kuvantum Yönetim Anlayışı vs. gibi konulara kafa yormamalıyım. Ama elimde değil "Kuvantum"la ilgili konferanslara katılmaya, kitaplara göz gezdirmeye, makaleleri anlamaya çalışıyorum. "Bir çuval keçiboynuzu bir gram bal" ölçüsünde anlatılanlardan bir hisse kapmaya, yönetim konusunda bir ipucu yakalamaya, bunu çeşitli şekillerde paylaşmaya gayret ediyorum. Bütün bunları yaparken, bizlerin anlamaya tâkât getiremediğimiz konuları büyük fikir çileleri ile keşfeden bilim adamlarını saygıyla, Alman Çekirdek Fizikçisi Profesör Heisenberg gibi maddenin şuuruna ulaşıp daha ötesini zorlayınca gönlünün fırtınalarını durdurabilmek için tek yol olduğunu gördüğü İslamiyet ile şereflenenleri rahmetle anıyorum. İki gün kadar önce Dr. Quantum ismiyle lanse edilen ABD'li Dr. Fred Alan Wolf'u dinledik. Dr. Alan Wolf, dinleyicilerini kuvant'lardan (yani atom altı parçacıklar) alıp madde boyutunda ilerletip, kendi içlerinde onları seyahat ettirip, sonra onları kuvantum fiziğin ana dayanağı olan titreşim boyutuna ulaştırıp, maddenin ötesine taşımaya çalıştığı konferansında en çok neyi referans gösterdi dersiniz? Şöyle dedi mesela bir ara "Ben bu iki günde aslında size, sizin özünüzü anlatmaya çalışıyorum, sizin büyükleriniz özellikle tasavvuf konusunun âlimleri mesela Mevlana Celaleddin-i Rumî, bu konuları anlatıyorlardı. Siz o bakımdan şanslısınız" diyordu. Salondakiler birbirimize bakıştık. Çoğumuz samimiyetle söylüyorum Mevlana hazretlerinin bu konuda söylediklerinden habersizdik. Sonuç olarak maddenin; gerek elektronlar, protonlar, nötronlar, guark'lar (yani atomaltı parçacıklar ) boyutunda gerekse galaksiler, kara delikler, big-bang (büyük patlama)lar açısından uzay boyutunda ve insanın kainatla madde ve enerji ya da yanlış anlamadı isem titreşim ilişkileri boyutunda iki gün geçirdik. Sonuçta akılda ne mi kaldı? Toplantıya daha ziyade kadınların ilgi gösterdiği, Amerikalıların ne rahat insanlar olduğu, küreşelleşme ve integrity (bütünlük) kavramlarının temelini oluşturan kuvantum anlayışını benim algılamamı sağlayan en güzel örneğin bir örümcek ağı olduğu (bunu kendim buldum) bir tarafından bir titreşimi alan örümcek ağının her yerine bu titreşimin ulaşması misali, iş ve yönetim hayatının da kapalı kapılar ardındaki bürolar ve yönetim şemaları kutucuklarından ibaret olmadığı, Türkiye'nin kuvantum düşünce boyutuna ulaştığında türban konusunu çözebileceği... Daha ne olsun?