Üç buçuk yaşında gittiğim, ilk ve ortaokulu okuduğum, senelerce ekmeğini yediğim, maden suyunu içtiğim, hayata, insanlara, olaylara bakışımın ilk şekillendiği yer olan Alaşehir'e yılda en az bir defa birkaç saatliğine de olsa uğramasam kendimi "eksikli" hissederim. Dün uzandım yine o taraflara. Şahane bir duble yol, yemyeşil dağlar, tepeler, bağlar. İşinde gücünde üzüm üretenler ve de kahvelerde ve dükkânlarda laf üretenlerle beraber oldum kısa sürelerle de olsa. Bütün şehir ve kasabalarda olduğu gibi, belediye hizmetlerinde gözle görülür iyileşmeler var. Çünkü iş eskisi gibi değil "Halk Parti-Demokrat Parti" çekişmesiyle başkan seçilmiyor, iyi hizmet vaat eden ve iyi hizmet üreten seçiliyor. Yollarda bir toplumun kültürel seviyesinin göstergesi olan, gülleri, papatyaları, görmekten çok memnun oldum bu defa. Bir de yıllardır özlemim olan ve kime anlattıysam bir sonuç alamadığım bir üzüm suyu tesisini gördüm, bağların arasında. Umarım yanlış görmemişimdir ve yine umarım iyi kurulur, yönetilir de Alaşehir bağcılığının önünü açar. Çünkü özellikle tabiî meyve suyuna bütün dünyada büyük bir yöneliş var. Ve Manisa Ovasında bütün dünyaya yaşı, kurusu, şırası ile üzüm üretecek, arazi, bilgi ve tecrübe var. Buna bir de teknoloji eklendiğinde neler olur neler. Eski çağlardan beri cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinen ve tarafımdan da yıllarca tecrübe ile sabit olan şifa kaynağı Sarıkız Kaplıcalarının bir sağlık tesisi anlayışıyla değil (afedersiniz) "meyhaneci" mantığıyla işletilmeye çalışıldığı, sonunda harabe halinde terk edildiğini görmekten utanç ve üzüntü duydum. Aslında aileler için süit kabinler tarzında, mis gibi mermerlerle bezenmiş, hijyenik bir kaplıca tesisi dolar taşar. Ama "Alaşeer'de işle bööle oluu..." Salihli'nin kaplıcaları dolar taşar. Her evin bahçesinde bile arıtma tesisli havuzların bulunduğu bugünlerde böyle bir tesisin kurulamaması neyle izah edilir. Dedim ya "bizim memlikette üzüm gadaa laf da üretilii." Hem de bol üretilir. Özellikle her küçük yerleşim biriminde olduğu gibi Alaşehir'de de siyaset 'baş mevzu'dur her zaman. Siyasetten söz açılmayan bir sohbetin tadı olmaz. İşte size o sofradan birkaç ikram. Beğenen olur, beğenmeyenin canı sağ olur. Tamamen birinci ağızdan bilgidir. Yerinde tahkik edilebilir. İşe de yarar hani. "Bir zamanlar Alaşehir'i kalesi kabul eden bir sağ partinin önde gelenlerinden olan, hatta o partinin hanım başbakanıyla birlikte çektirdiği boydan fotoğrafı yazıhanesinin baş köşesinde asan bir komşu, şöyle diyordu: "Resul ağam geçen cumadan beri AK Parti'ye oy vermeye karar verdim. Geçen seçimde durumun ne olacağını soranlara "AK Parti 350 milletvekili çıkarır!" demiştim, tutmuştu. Şimdi de asgariden 350 çıkarır, üstü de bahsiş olur diyorum.." İşte memlikette halleee, vaziyetlee bööle...