Sizlere yine Anadolu'dan seslenmenin mutluluğu içindeyim. Ankara'dan hepinize selamlar. Geçen akşam karayolunu kullanarak Ankara'ya geldik. İstanbul'dan biraz geç çıkmanın biraz da akşam üzeri trafiğinin katkılarıyla hiç sevmememe rağmen gece yolculuk yapmak zorunda kaldık. Rahmetli Özal'ın miraslarından olan otobanda ilerlerken çok geç kalmamak için hiç durmadan ilerlemeyi ve böylece kaybettiğimiz zamanı kazanmayı hedefliyorduk. Zaten hava şartları da bizim yanımızda görünüyordu. Ta ki Bolu dağına gelinceye kadar. İlk önceleri yol kenarına birikmiş kar tepeciklerinden ürperdik. Kesin ilerde yol tıkalıdır, hatta bizi bekleyen karlı yollarda yolculuk sıkıntılı olacak diye daha görmeden yol arkadaşıma arabada zincir var mı diye sordum. Neyse teker dönüyor yolculuk devam ediyordu. Bolu dağını içimdeki ürpertiyle geçerken gittikçe içim rahatlamaya başladı. Çünkü hava açmış ve etraftaki kar tepeciklerinin yerini yeşillikler almaya başlamıştı. Tam rahatlamaya başlamışken. Ansızın görüş mesafesi kayboldu. Bir sis bulutunun içinde bulduk kendimizi. Nerdeyse arabamızın önünü göremiyorduk. Hemen tedbir aldık ve yavaşladık. Geçer bu bulut diye ilerlerken sürekli sis bulutlarının içine girip çıkmaya devam ediyorduk. Ne bekliyorduk ne çıktı karşımıza. Biz kar beklerken sis hızımızı kesmiş ve bizi gerginleştirmişti. Ama yardımımıza yetişen şehirler arası yolcu otobüsünün bizi geçtiği ana kadar. Bir anda görüş mesafemiz arttı ve daha net görmeye başladık bulutların arasında. Çünkü bu araçlar her şartta uygun olarak dizayn edilmiş ve bu şartlarda bu aracı kullanabilecek becerilere sahip kişiler tarafından kullanılıyordu. Aydınlatma sistemleri bu şartlara da uygun olarak dizayn edilmişti. Uyanıklık yapıp hemen peşine takıldık ve otobüsün eskortluğun da sıkıntılı durumdan kurtulduk. Şimdi ne alaka diyenleriniz; hatta vay uyanık diyenleriniz de olmuştur muhakkak. Ama gelmek istediğim nokta şu. Tecrübeli kaptan nerede? Şöyle bir düşündüğümüzde böyle durumlarla günlük hayatımızda da karşılaşmıyor muyuz? Planlar programlar yapıp uygulamayı düşünürken. Hatta şirketlerimizi belli şartları düşünerek geleceğe hazırlıyoruz. Ancak gel gör ki uygulamada işler planlandığı gibi olmuyor bazen. Bu tarz ani sıkıntılarla karşılaşmıyor muyuz? Beklentilerimizi etrafımızdaki belirtilere göre şekillendirirken aniden farklı engellerle karşılaşmıyor muyuz? İşte öyle anlarda bizi kim kurtaracak? Yani yolları bilen hava şartlarını tanıyan ve aracını bu şartlara göre donanımlarla güçlendiren tecrübeli otobüs kaptanı nerede? Şirketlerimize baktığımızda ise kriz zamanlarında bizi kurtaracak kişinin kim olduğu da belli olmaz. Ama unutmamamız gerekir her zaman tecrübeli olan kişileri takımımızda bulundurmalı ve gerekli donanımı hazırlamamız gerekmektedir. Karşımıza ne çıkacağı asla belli değil. Piyasa şartlarına aldanmamalı ve her zaman tedbir almalıyız. Bunun gerekleri olan kişi ve donanımları her zaman hazır bulundurmalı ve yapılandırmalıyız. Yani tecrübeli otobüs şoförleri gibi şirketimizi bu şartlara uygun hale getirmeli ve hazırlamalıyız. Takımlarımızı buna göre kurmalı ve kendimizi de ona göre hazırlamalıyız. Karşımıza ne çıkacağı belli olmayan bu yolda sizlere sabır ve başarı diliyorum...