Mersedes illa ki sarı olacak!

A -
A +

Türkiye'nin tek partili dönemin zulmetinden biraz olsun kurtulduğu 50'li yıllarda çok küçük çapta müteahhitlik faaliyetleri de yaptık rahmetli babamla. O zamanlar köy okulları yapımı bayağı bir hızlandırılmıştı. Bazı tatil günlerinde ben de takılırdım babamın peşine. Ne de olsa koca bir kamyonun şoför mahalline kurulup yolculuk yapmak kime nasipti. Üstelik kamyon da şimdi ortalıkta pek görünmeyen Amerikan malı White marka idi. İki lâfın biri arızalanıp, arada bir de köy yollarında çamura saplandığı haberi gelmese bayağı işler tıkırındaydı. İşte o günlerde çocuk aklım ve kulaklarımla duyduklarımdan hatırımda kalanlar: "Kardeşim filan usta, devletten ihale almış, artık köşeyi döner. Fen memuru ile işi hallettin mi sen de dönersin köşeyi. Demiri biraz ince koyarsın, çimentoyu ayarlarsın kendince. Üstüne bastın mı sıvayı badanayı kim farkeder ki" "Filan inşaatın kontrol mühendisleri gelmiş geçen gün, müteahhit filanla bahçe arasında gördüm, iyi ağırlıyordu onları müteahhit. Eh ne de olsa misafirdir hoş tutmalı değil mi ya!!?" Ülkenin realitesi bu Biz böyle şeyler hiç duymadık. Nereden uyduruyorsun diyenler varsa, köşemiz açık, açık adres ve kimlikleriyle bildirsinler yayınlarım. Bütün bunları kimseyi küçültmek, karalamak için yazmıyorum. Bu ülkenin realitesi bu. Yıllar boyu yazılıp çizilmiştir. Özellikle depremlerden sonra daha bir gündeme gelir. Sonra unutulur. Sonra diğer depreme kadar bekler sonra yeniden gündeme gelir "di". Şimdi ise Konya'da koca bir blok apartman üstelik resmi bina, devlet ihalesi de değil bu defa. Bu olay şahsen bendenizin başına bir kâbus gibi çöktü. Büyükşehir Belediye Başkanı'nın açıklamalarını dikkatle dinledim. Makul ve mantıklı idi. Ellerinde projelerin mevcut olduğunu, binada kullanılan malzemenin analizinin yapılacağını ve sorumluların tesbit edileceğini söylüyordu. Bunların hepsi tamam. Şimdi diyelim ki, müteahhitler bütün mühendislerini, kalfalarını ayarlayıp eksik malzeme kullanmalarını, teknik uygulamayı ucuza maletmek için ne gerekiyorsa yapmalarını sağlamış. Bu yapılanları inşaatın kontrolünden sorumlu teknik adamların, mühendislerin, belediye yetkililerinin gözünden saklamayı bir şekilde (ya hileyle ya da tamamen duygusal ilişkilere girerek) becermiş. Bu durumda bu şahıs veya şahıslar hakkındaki en ağır hüküm nedir? Şunu demek istiyorum, taammüden adam öldürmekten benim aklıma, vicdanıma, gönlüme göre hiçbir farkı olmayan bu suçu işleyenlere ne ceza verilecek. Caydırıcı cezalar uygulanmalı Hadi diyelim depremde yaptıkları yıkılanların bir mazeretleri vardı. Onlara pek birşey yapamadık. Şimdi durduk yerde yıkılan bu koca binanın sorumluları bulunabilecek mi, bir bulunursa onlara ne olacak? Bekleyip olayın tozlu adliye arşivlerindeki akıbetini takip etmekten başka çare var mı? Caydırıcı cezalar uygulanmadığı takdirde bu tarz becerikli! "adam sayılan adamlar" daha çok ihale alır, çok bina yapar sarı Mersedeslere biner daha çok caka satarlar Müessif olayda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, geride kalanlarına sabırlar diliyorum, bayram günlerinde yaşadıkları acının en az onlar kadar hepimizin yüreğini yaktığına inansınlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.