Meseleyi iyi anlamalı!

Bütün hayatım boyunca tam becerememekle beraber uygulamaya çalıştığım bir prensibim vardır. "Problemin kendisini iyice tahlil etmeden çözüme kafa yorma!.." Bazen gerçekten çok işime yarar. En azından meselenin çözülmeme sebebini bilirseniz çözümsüzlük sizi daha az rahatsız eder. Bugün hemen bütün gazetelerde yer alan bir haber var. İsviçre'de referandum yapılmış ve de minare yapımı yasaklanmış. Cami yasaklanmamış, minare yasaklanmış. Bir zamanlar (on beş yıl kadar önce) Türk-Alman ilişkilerini geliştirmeye yönelik bir derneğin kurulması ve gelişmesine katkıda bulunmaya çalışmıştım. Bu arada Antalya civarında âdeta devamlı yaşar hale gelen Almanlar iki büyük problemden yakınıyorlardı. Yabancı oldukları için mülk edinemiyorlardı ve ibadet yapabilmeleri için minicik bir şapel ya da kilise inşasına bile müsaade edilmiyordu. "Sizler Almanya'da yüzlerce cami yaptınız, hatta onlarca kiliseyi camiye çevirdiniz, biz size bir şey demiyoruz, hatta araştırdığımız ve de bildiğimiz kadarıyla hoparlörle ezan okumak orijinal İslam'da uygun görülmemekle beraber siz minarelerden çok yüksek volümlü ezan yayını yapıyorsunuz buna bile çok fazla ses çıkarmıyoruz. Ama siz bize hiç tolerans tanımıyorsunuz" dediklerinde cevap vermekte zorlandığımı hatırlıyorum. Şimdi bu bilgiler ışığında İsviçreliler üstelik en demokratik bir tarzda referandum yaparak "Ne"ye karşı çıktılar. Gönüllere ferahlık veren, kimseyi rahatsız etmeyecek tarzda, Bilali Habeşî Efendimize özenilerek aslına uygun şekilde okunan, okunmaya çalışılan "Ezan-ı Muhammedi"ye mi, yoksa ölçüsüz bir şekilde metalik sesler yaymak için dikilen; üstelik estetikten yoksun bir hoparlör direği fonksiyonu görevi gören minarelere mi? Meseleyi iyi tahlil etme prensibim bugün de işime yaradı. Bendeniz rahatladım. Artık gerisi size kalmış. Şimdi bu aykırı gibi görünen fikrime uygun yazıp çizen var mı, görmek için internete dalıyorum müsaadenizle...