Liderlik bütün topluluklarda önemlidir. Bir toplumda ne kadar demokratik uygulamalar olsa da yine toplumun başarısında lider önemli role sahiptir. Hiçbir lider, önemli başarılara imza atmadan veya liderlik için gerekli özelliklere sahip olmadan gelip oturmaz liderlik koltuğuna. Tabiatta da böyledir. Belgesel merakınız varsa bilirsiniz, hiçbir hayvan topluluğuna belli bir mücadele vermeden lider olunmaz. Yanisi lider tabiî bir akış içinde, ortaya çıkar gelişir ve kendini kabul ettirebilirse başarılı olur. Dış müdahaleler ve dayatmalarla ve yapay bir tarzda liderliğe soyunanların başarılı olduklarına pek rastlanmıyor. Liderlerin pek çok özellikleri sayılıp dökülürken üzerinde en fazla durulan özelliklerinden biri liderin, liderlik ettiği topluluğun bireylerine saygı duyması -biraz argo kaçacak ama- onları "adam yerine koymasıdır"... Liderin bunu arkadaşlarına hissettirmesi gerekir ayrıca. Bunun da yolu onların fikirlerine başvurması ve onları işin içine katmasından geçer. Herkes gibi bendeniz de son günlerin aktüel konusu seçimlerle ve siyasi parti faaliyetleriyle ilgileniyorum. Ve de siyasi liderleri bu ve benzeri kriterler açısından değerlendirmeye çalışıyorum. Aklımın erdiği liderlerden birkaç örnek sunayım müsaadenizle. Rahmetli Menderes yukarıdaki ölçülere uyan bir liderdi mesela. "Yeter, Söz Milletindir" sloganı millete değer verdiğini belirtiyordu. Kelle koltukta bir mücadele ile lider oldu ve sonunda davası uğruna can verdi. Ondan sonra onun mirasına sahip çıktığını söyleyenlerin hiçbiri onun liderlik performasını gösteremedi. Sonra Turgut Özal, bir askerî darbenin ardından, bilgisi, cesareti ve samimi inancıyla liderliği ele geçirdi ve Türkiye'nin önünü açan tedbirlere ve başarılara imza attı. Kendinden sonra politik manevralarla liderliğe soyunanlar silinip gittiler. Çünkü hiçbiri rahmetlinin "Ben milletime itimat ediyorum" sloganının arkasında duramadılar. Millete tepeden bakan, kibirli bir duruşu benimsediler. Kendisini Büyükşehir Belediye Başkanlığından beri yakından izleme imkânı bulduğum Recep Tayyip Erdoğan da partisinin ilk nüvelerini oluştururken, hep arkadaşlarının fikirlerini almaya, onları işin içine katmaya özen gösterdi. Partisini kurduktan sonra da gerek partililerine, gerekse millete hitab ederken onlara değer verdiğini belirten samimi bir yol izledi. Dikkat ediniz en çok kullandığı hitap "Kardeşlerim"dir. Liderliğin en önemli ayağı! Her attığı adımda milleti işin içine katan davranış sergilemektedir. Ayrıca son seçimlerde gösterdiği aday profiliyle partisini biraz daha halka yaklaştırma başarısını gösterdi. Son olarak o da "Yeter, Karar Milletindir" sloganıyla, liderliğin en önemli ayağı olan "içinde bulunduğu topluma değer verdiğini" ortaya koydu. Ve bunu icraatıyla mesela Cumhurbaşkanlığı seçimini halka yaptırma teşebbüsüyle destekledi. Eğer bu seçimleri yeterli bir oy oranıyla kazanır ve de bugüne kadar sergilediği takım oyununu (etrafını bu defa daha da fazla sarmaya çalışacak şakşakçılara rağmen) tevazuyla sürdürebilirse, bizim torunlara örnek olacak bir lider olma yolunda daha da ilerleyecek. Diğer liderler mi? Bir yazıya hepsi sığmadı. Onları da siz değerlendirin. Emin olun zevkli oluyor...