"Her sabah saat yedide işinin başındaydı. Öğle tatili diye bir şey bilmezdi. Öğle yemeği diye bir derdi yoktu, bir şeyler atıştırırdı. Akşamları eve en erken saat onda, onbirde giderdi. Üçyüzaltmışbeş günün en az ikiyüz gününü dış ülkelerde iş görüşmesi ve pazarlama faaliyetleri ile geçirirdi. Ömrü havaalanlarında, uçaklarda, otellerde geçti dense yanlış olmazdı. İncir üzüm ihracatı ile meşgul idi. Türkiye'de olduğu zamanlar işletmenin bütün işleri ile bizzat kendi meşgul olurdu. Vakit fakiri idi. 'Şu kahvede oturanların vakitlerini satın almak mümkün olabilseydi!' diye her zaman hayıflanırdı. Çok kibar, efendi, halim selim biriydi. Bir gün bu aşırı tempoya dayanamayan vücudu iflas etti. Yıllarca yakındığı ve ilgilenmeye fırsat bulamadığı mide rahatsızlığı onu hastanelik etti. Doktorlar midesinin üçte ikisini almışlardı. Hastanede ziyaretine gittiğimde kendisine takılmış ve 'A..a.. ağabey, doktorlar midenizi sağlam olarak geri vereceğiz deseler ne verirdiniz buna karşılık?' diye takılmıştım; 'Servetimin üçte ikisini hiç düşünmeden veririm!' demişti, acılı bir gülümsemeyle. Bu insan uzun yıllar daha o zamanlar ülkemizin en önemli ihracat kalemlerinden olan kuru üzüm ve inciri ihraç etmek için uğraştı didindi. Hatta 'B......oğ.. inciri üzümü alıp ihraç etmese, bütün mahsul eşeklere yem olur!' denilecek kadar bu işi iyi yaptı. Sonrasında bendeniz İstanbul'a geldim. Şimdilerde bankalarla başının dertte olduğunu ve köşesinde oturduğunu duydum..." Şimdi etrafınıza şöyle bir göz atın bu ve benzeri birçok örnekler göreceksiniz. Bu insanlar benim gözümde gerçek anlamda 'millî kahramanlar'dır. Değerleri bilinmeli, devlet tarafından kendilerine sahip çıkılmalıdır. Kendinizi onların yerine koyun, bu acayip derecede stresli bir iş hayatını göze alabilir miydiniz? Ben şahsen alamazdım. İşte bu insanlara 'Girişimciler' deniyor. Bir ülke ekonomisinin temel taşları olan bu insanlara bizim kuşaktan bazıları 'Kapitalistler' der onlara kızarlar hatta kötü söylerlerdi. Son günlerde 1 Mayıs dolayısıyla bazı Müslüman gençlerin 'Kapitalizme karşı' cephe açtıklarını duyunca kendilerine meselenin bu boyutunu da bir hatırlatayım dedim!.. Yeni nesiller meseleleri bizim gibi 'slogan boyutunda' değil 'ilim boyutunda' ele alsınlar istedim. Bizim nesil kaş yaparken epey göz çıkardık malum.