Marka olmak için şirketlerin anlatılmaya değer hikayeleri olmasına çok vurgu yapılıyor. Hikayesi olmayan şirket marka geliştiremiyor. Önceden bahsettim mi bilemiyorum ama birçok seminer ve kitapta rastladığım bir hikayeyi anlatacağım önce, sonra da bizden bir hikaye düşecek satırlara... Nordstrom bir giyim mağazaları zinciri ABD'de. Bunlar her şey satan bir mağazanın boşalttığı bir binayı kiralıyor ve on beş gün içinde yerleşip açılışı yapıyorlar. Açılıştan birkaç gün sonra yaşlı bir zat elinde iki otomobil lastiğiyle beliriyor giriş kapısında. Güvenlik görevlisi kibarca yaşlı adama nasıl yardımcı olabileceğini soruyor. Adamcağız mağaza binasının el değiştirdiğinden habersizdir; diğer mağazadan aldığı lastikleri geri vermek istemektedir. Güvenlik görevlisi Nordstrom Şirket Kültürünün mükemmel bir özeti olan 'Çalışan El Kitabı'nı düşünüyor. Adı kitap olmasına rağmen bir tek sayfadan ibaret olan kitaptaki tek cümleyi hatırlıyor ve gereğini yapıyor. O bütün dünyada ün salan cümle şu: "Karşılaştığınız her durumda muhakeme yeteneğinizi kullanınız!" Ve gereğini yapıyor. Yaşlı zata binanın el değiştirdiğini kendilerinin otomobil lastiği satmadıklarını, lastikleri satan mağazanın filan adrese taşındığını söylemiyor. Lastikleri satın aldığı fişi soruyor. Yaşlı adamı bir sandalyeye oturtuyor. Güvenlik görevini birkaç dakikalığına bir arkadaşına devrediyor. Bir kasa görevlisine durumu anlatıp ondan lastiklerin bedelini alıyor, ertesi gün diğer mağazaya uğrayıp lastikleri geri verip parasını alıyor ve kasa görevlisi arkadaşına teslim ediyor. Böylece yaşlı bir insanın dalgınlığını yüzüne vurmadan ve onu incitmeden meseleyi hallediyor. Gelelim bizim hikâyeye! Şimdi 'bizim' hikaye. İdem'de yıllardır beraber çalıştığımız bir arkadaş annesiyle beraber Ümraniye Carrefour'un çok yakınında yeni açılan toptancı tarzı mal satan bir büyük mağazayı ziyaret etmek isterler. Haklı olarak kendilerinden mağazanın müşteri kartı talep edilir. Arkadaşımız mağazaya girişin kartla olduğunu bildiğini; ancak kart çıkartmanın gerekip gerekmeyeceği konusunda karar vermek için önce mağazayı gezmek istediğini belirtir. Güvenlik görevlisi muhakeme yeteneğini potansiyel müşteriyi içeriye sokmamak yönünde kullanır. Durumu gören bir resepsiyon görevlisi muhakeme yeteneğini mağaza müdürüne haber vermek için harekete geçirir. Mağaza müdürü ise muhakeme yeteneğini fazla zorlamaya gerek duymadan 'Kuralımız böyle'yi tercih eder. Arkadaş "Abi" diyordu heyecanla "Yıllardır senin niye şirket kültürü diye tutturduğunu her geçen gün daha iyi anlıyorum. Hele de bir tek cümleyle özetlenebilen ve herkes tarafından benimsenen ve rahatlıkla uygulanabilen cinsten bir 'Şirket Kültürü'nü..."