Açılımı, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği olan MÜSİAD'ın 12'nci Kongresine davetliydik dün... Anadolu'nun 27 ilinde teşkilanlanmış binlerce şirketi temsil eden MÜSİAD'ın kongresine Tayyip Erdoğan yine katılmıştı ama bu defa Başbakan olarak... Ev sahibi Ali Bayramoğlu her zaman olduğu gibi çok geniş bir persfektiften özellikle Ortadoğudaki gelişmelerden hareketle başladığı konuşmasında, MÜSİAD'ın benim takip edebildiğim kongrelerinden farklı olarak siyasi kimliğini açıkça ortaya koydu. Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin Necmettin Erbakan'dan ayrılması belli ki onları da rahatlatmıştı. Bu tavır kongre delegelerine de yansıdı, Saadet Partisi temsilcileri konuşurken salonun dörtte üçü Başbakanı uğurlamak üzere salonu terketmişti. Şiir gibi bir konuşma DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın salonun sabrı taşmaya başladığı anda, ustaca bir manevrayla son verdiği konuşması, hükümeti eleştiren havadaydı. Buna rağmen MÜSİAD üyelerinin sabır ve nezaketle dinlemeleri kendileri ve ülke için olumlu puan oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bildik bir ortamda olmanın verdiği rahatlıkla her zaman olduğu gibi şiir gibi bir konuşma yaptı. Özellikle ülke meselelerine "Bütünü görmeye çalışarak" çözüm üretmeye gayret ettiklerini defalarca vurgulanması konuşmasında bana göre yeni bir motifti. Anadolu Sanayici ve İşadamlarının en önemli dertleri olan "Ön açıcı devlet" "Vatandaş merkezli bir kamu yönetimi" "Ankara'nın etkinliğini azaltma" "Yerinden yönetim" gibi vaatleri delegelerden bayağı alkış aldı. Başbakan basına kızmadı ama onlara ülke çıkarını gözetmeleri açısından bazı görevler tevdi etti!.. Bu arada özelleştirme, kamu arazilerinin satışı gibi konularda açıklamalar yapan Başbakan, DYP Genel Başkanı'nın hükümetle, özellikle Dışişleri Bakanıyla ve yolsuzlukların takibi ile yönelttiği tenkitlere de cevap verdi. Genel olarak siyasi bir havanın hakim olduğu toplantının son siyasi konuşmasını Saadet Partili Cevat Ayhan yaptı. O da AK Parti hükümetine, 365 milletvekili desteği ile hükümet olup ilk birkaç ayda böyle konuşmak kolaydır, esas olan işin sonudur, inşaallah sonunu getirirler tarzında ne de olsa biraz buruk edayla sürdürdü konuşmasını... "Sultanhamam Kültürü" Daha sonra salonda çok az dinleyici kaldığı bir sırada son konuşmayı Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı yaptı. "Sultanhamam kültürü"nün olgun bir temsilcisi olan Satıcı, "çok konuşuyor, az üretiyoruz" motifiyle başladığı konuşmasında kendinden önceki konuşmaların en önemli temasını oluşturan "borçlanmayla" ilgili fikirlerini belirtti. "Sultanhamam'da 'insan, sahip olduğu kadar değil, borçlanabildiği kadar zengindir' derler" diyen Satıcı, esas olan bu borcun verimli kullanılmasıdır dedi ve son 20-30 yıldır dünya ticaret hacminin ve ihracatının binde yarımını sağlayan Türkiye'de herkesi rasyonel düşünmeye dayalı üretimin konuşulmasına davet etti ve MÜSİAD genel kurulunun en önemli motiflerinden birini ortaya koydu. "Türkiye'nin meselesi teknik ve teknolojik olmaktan çok kültürel ve psikolojiktir" dedi. Bendeniz de, yüzlerce "yönetim gurusu" ve bilim adamından, semirlerden, kitaplardan, şirketler için çıkardığımız "hiçbir yönetim tekniği, şirket kültüründe başarılı bir değişim gerçekleştirilmeden başarılı olamaz" hükmünün makro versiyonunu Satıcı'dan duymaktan memnun oldum. Sonuç olarak... Biraz geç başlamasına, akustiği mükemmel olan salonda çok aşırı volümde seslerle sürdürülmesine rağmen, örnek bir sivil toplum örgütü olan MÜSİAD'ın samimi havasını teneffüs etmek bana iyi geldi. Tek listeyle seçimlerin yapıldığı 12. genel kuruldan Genel Başkan olarak çıkan Anadolu Sanayici ve İşadamlarının gür sesli temsilcilerinden olan Ali Bayramoğlu ve ekibinin başarılarının devamını diliyorum.