"Ne ka bütçe, o ka kavga!"

A -
A +

Ne günlerdi onlar... Dört gözle beklerdik bütçe görüşmelerini. İktidarla muhalefet tam bir maç havasında girişirlerdi birbirlerine. Meclis tam bir çümbüş olurdu. Sataşmalar, atışmalar, hatta bazan daha da zevkli hale gelirdi de yumruklar konuşurdu. Ne günlerdi o günler. Enflasyon yüzde yüzyirmiymiş, fert başına milli gelir dokuzyüz dolarcıkmış, bir araba sahibi olmak hayalmiş, yurt dışına çıkmak ne mümkünmüş, cepte bir tek dolarla ya da bir paket yabancı sigarayla yakalanan içeri tıkılırmış ne gam! Yeter ki bütçe görüşmeleri canlı ve heyecanlı olsundu. Hele Demirel gibi "söz ustası" kürsüye çıktı mıydı, değmeyin milletin keyfine. Olup olacağı iki milyar dolarlık bütçeyi siyasiler ballandıra ballandıra tartışırlardı. Kimse de çıkıp; "Kardeşim; yıllardır bu ülkeyi bu fakirliğe mahkum eden sebepleri bir sorgulasak. Niye böyle sürünüyoruz. Bak bizimle aynı yerden başlayan Koresi, Japonyası, İspanyası, İrlandası aldılar başlarını gidiyorlar. Her biri kırk elli milyar dolar ihracatlardan bahsediyorlar. Biz niye böyle yerimizde sayıyoruz?" demezdi. Belki de diyemezdi. Özel sektörün şahlanışı! Gün geldi devran döndü, Turgut Özal tek başına iktidar oldu. İlk defa bu fakirliği sorguladı. İhracatı 3 milyar dolarlardan aldı 9-10 milyar dolarlara getirdi. İşte bu sıralar bütçe görüşmelerinin tadı kaçmaya başladı. Gel zaman, git zaman onun açtığı yoldan ilerleyen Türk özel sektörü, gerçek bir şahlanışla ihracatı 50 milyar dolarlara getirdi. 80'li yıllarda... İşte bu ortamda 150 katrilyon liraya bağlanan son bütçenin görüşmeleri bayağı bir seviyeli, kaliteli oldu. Özellikle Sayın Kemal Derviş'in gerçek bir Batılı politikacı üslubuyla yaptığı ve AK Parti Hükümetinin başarılarını takdir ettiği alışılmamış muhalefet sözcüsü görüntüsü Başbakan dahil herkesten alkış aldı. Bütçe görüşmelerine nazar değmesin niyetiyle olsa gerek Sayın Abdulah Gül ile CHP'li birkaç milletvekili arasında dozu biraz yüksekçe bir tartışma yaşandı. Bu tartışma da koltuğunu gerçekten dolduran Meclis Başkanı Sayın Bülenç Arınç'ın başarılı yönetimiyle tatlıya bağlandı. Hakkı teslim etmek!.. Bir de Başbakan hakkı teslim edip, "Bu başarının temelinde bizden önceki hükümetlerin de mutlaka katkıları olmuştur. Özellikle Sayın Kemal Derviş'in ekonomiden sorumlu bakan olarak görev aldığı Ecevit- Bahçeli-Yılmaz koalisyonunun; adeta siyasi intihar yaparcasına IMF ile anlaşılan programı taviz vermeden uygulamaları bizim başarımıza temel teşkil etmiştir. Yeni yönetim anlayışında, bayrak yarışı şeklinde birbirine daha iyi ortamlar hazırlayarak iktidarları devretmek gerekir. Bu yüzden ben de onlara ve bu başarıda büyük emeği olan Sayın Kemal Derviş'e teşekkür ediyor, bundan böyle de değerli fikirlerinden faydalanmayı gönülden arzuluyorum..." deyiverseydi, bütçe görüşmeleri gerçekten daha tatsız daha sönük geçecekti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.