Ne yapayım siyaset prim yapıyor!

A -
A +

Koca koca adamların durumlarına bakın. CHP'nin başında bulunanları kastediyorum. Daha henüz 'tüzük' meselelerini halledememiş bu insanlar mı memleketi idare etmeye talipler. En sıradan bir yönetim kitabına şöyle üstünkörü bakıverseniz bile bir örgütün böyle yönetilemeyeceğini görürsünüz. Şimdi öyle bir kitaptan birkaç kriter alalım ve CHP'nin analizini yapalım... Her şeyden önce bir örgütün paylaşılan bir vizyonu olur. Bu memleketin bir vatandaşı olarak bu partinin klişeleşmiş 'çağdaş uygarlık' söyleminin dışında partisi olduğunu iddia ettiği halkın anlayabileceği bir vizyonu var mı? Ya da bu vizyonun daha elle tutulur şekli olan uzun, orta ve kısa vadelere yayılmış hedefleri var mı? Ben burada üç beş kişiye dağıtılan 'Parti Program Kitapçığı' gibi bir şeyden bahsetmiyorum. Halkın gönlünde yer etmiş hedeflerden bahsediyorum. Bir örgütün başarısında en önemli unsur 'Lider'dir. Liderin özelliklerini kimsenin kalbini kırmamak için buraya yazmıyorum. Ancak vizyonun gönülden paylaşılması lidersiz olmuyor. CHP'de lider eksikliği bir tarafa, bir takımın başına gelebilecek en büyük 'bela' olan çift başlılık söz konusu. Başkanın yanına ondan daha geniş yetkilere sahip bir genel sekreter koyarsanız yönetimde büyük zaaflara düçar olacağınızı yönetim biliminin alfabesi size söyler. Tek parti zamanından kalan bu uygulamayı CHP halen halledebildi mi bilemiyorum? Hukuk bilgim hemen hiç yok bu konuda. Bir örgütün, bir takımın başarısında diğer önemli bir husus da değişen şartlara ayak uyduracak esnek bir kafa yapısına sahip olunmasıdır. Değişime ayak direyen hiçbir organizasyon başarılı olmak bir yana, hayatta kalamaz. Çocukluğumdan beri tanıdığım CHP değişimi yönetmede de başarılı olamamıştır. Bülent Ecevit'in bir ara estirdiği değişim rüzgârıyla iktidara ortak olabilmiş, ondan sonra hep kendiyle uğraşmaktan yorgun düşmüştür. Bir şirket müşterisinin isteklerine nasıl odaklanmak zorundaysa, bir parti de oylarını almaya talip olduğu seçmen kitlesinin isteklerini samimiyetle dikkate almalıdır. Seçmeni dikkate almak bir tarafa CHP yıllardır milletle zıtlaşmaktadır. Zıtlaşma konularını buraya yazmama herhalde gerek yok. En basitinden hâlâ milletin ne giyeceğine karar vermeye kendini yetkili sayıyor. Aslında olan biteni gördükçe siyaset sistemimizin ne kadar köhnediğini görüyor insan. Şimdi AK Partiye düşen Türkiye'yi gerçek anlamda 'Demokrasi'ye kavuşturacak bir 'Siyasi Partiler Kanunu'nu 'Yeni Anayasa' ile birlikte ele almaktır. Bunu beceremezsek memlekette siyasetin ve siyasetçinin seviyesini yükseltmek mümkün olamayacak. Meydan da işte böyle yıllardır olduğu gibi olur olmaz kavgalarla şenlenip medyanın malzemesi olmaya devam edecek. Yazık değil mi bu güzel ülkeye...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.