Değişim, Âdemoğlunun değişmeyen gündem maddesi. İşte son günlerin gözde konusu Avrupa Birliği konusu da değişim gündeminin bir alt maddesi olarak Türkiye'nin gündeminde. Kendisini yirmili yaşlarından beri yakından tanıdığım, büyük bir azim ve gayretle şivesini değiştirip Türkiye'nin en gözde radyocularından olma başarısını gösteren Bahçesaraylı sevgili Ataullah Arvas'la AB yolunda Türkiye'yi konuştuk salı sabahı TGRT'de. Çok geniş bir perspektiften konuya yaklaşmaya çalıştık. Değişimin en önemli hızlandırıcılarından biri olan haberleşme teknolojileri herkesi her şeyden haberdar etmektedir. İnsanoğlu şimdi pek çok farklılıkların bu arada; yaşayış tarzı ve hayat standardında var olan farklılıkların daha çok farkındadır. Ataların "Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar" dedikleri gerçek şimdi global düzeyde algılanmaktadır. İş Dünyasına yönetim açısından önemli bilgi desteği sağlayan Rota Yayınevinin "Executive Excellens" dergisinde okuduğum bir makalede Amerikalı bir yazar bu gerçeği "Dünya nüfusunun yüzde beşini teşkil eden ABD'nin enerji kaynaklarının yüzde altmışını kontrol etmesi uzun süre devam edemez" şeklinde atasözü kadar veciz bir şekilde ifade ediyordu. Gelir dağılımı ve insan hak ve hürriyetleri açısından gerek milletlerarası gerekse bölgeler arası "uçurum" olarak nitelenen farklılıklar terörün globalleşmesinde önemli etkenlerden olmaktadır. İşte AB ve benzeri oluşumlar temelde bu farklılıkları azaltmaya yönelik girişimler olarak nitelenebilirler. Yani insanoğlu dünyanın kaynaklarını paylaşırken eskiye oranla çok daha titiz ve ölçülü davranmak durumundadır. En önemli paradigma değişimi burada yaşanmaktadır; eskiden 'solcu'ların ideolojik olarak sahip çıktığı bu anlayış globalleşmek zorundadır. AB'nin ekonomik kriterleri AB'nin ekonomik kriterleri on milyonlarca insanın hayatına mal olan savaşların önünü almak için, asırların tecrübe ve bilgisini kristalleştiren kurallardır. Avrupa bu konuyu o derecede kavramıştır ki yüzyıllardır birbirinin can düşmanı olan milletler mesela Almanya ile Fransa bile bugün adeta tek devlet haline gelmişlerdir. Bizim de, etrafımızda olan biteni iyi algılayıp, iç ve dış barışı esaslı temellere oturtarak global barışa katkıda bulunacak yepyeni bir anlayışı milletçe benimsememiz yani 'Eski çamların bardak olduğu'nu idrak etmemiz lazım.