Yönetim işinin başarıyla icrası için birçok prensipler vazedilmiştir. Bu prensiplerden bazıları zamanla değişebilir özelliktedir. Mesela benim gençliğimde esnaf arasında şöyle bir deyim vardı: "Al malımı diyen rezil olur." Yani bir mal ve hizmetin müşteriye takdimi için onun ayağına gitmek ya da malını tanıtmak için birtakım faaliyetlerde bulunmak fayda değil zarar getirir düşüncesi geçerli idi... Şimdi bu şekilde hareket eden bir şirketin ayakta kalması düşünülemez. Ama yine de mal ve hizmetin aşırı derecede ve abartılı biçimde tanıtıldığı reklamlar için bu atasözünü bir kenarda tutmak gerekebilir. Ama bazı prensipler var ki bunlar geçerliliklerini hiçbir zaman kaybetmeyeceklerdir. Üstelik bunlar bütün dünyada ortak olarak; yani üniversal değerler olarak kullanılmaktadır. İşte yazının başlığındaki kelime bu prensiplerden birini sembolleştiren Japonca bir deyimdir. "Toyota Tarzı" ismiyle Orhan Holding tarafından iş dünyamızın istifadesine sunulan kitabın altmış yedinci sayfasında Toyota Yönetim İlkelerinin on üçüncüsü anlatılırken, bu kelime şöyle açıklanıyor: "Nemawashi, problemleri ve olası çözümleri ilgili bütün taraflarla birlikte tartışma, onların fikirlerini alma ve ortak bir yol konusunda görüş birliğine varma sürecini ifade eder. Bu mutabakat sağlama süreci zaman kaybına neden olmakla birlikte, çözüm aramanın kapsamını genişlettiği gibi, karar alındıktan sonra hızla uygulanmasının da önünü açar..." "Aaa, adama bak! Bugünkü köşesini doldurmak için bizim 'İştişare' dediğimiz Anadolu insanının 'Danışan dağları aşar, danışmayan düz yolda şaşar' diye gayet sade bir şekilde ifade ettiği şeyi bin dereden su getirerek yazmış" diyenleri şimdiden duyuyorum. Tamam da nemawashi, istişare, danışma her neyse bu prensip şirketlerimizde ne derecede uygulanıyor bunu dert ediniyor muyuz, benim derdim bu...