Herkes gibi ben de Maliye Bakanımız Sayın Kemal Unakıtan'ı ilgiyle takip ediyorum. Masanın her iki tarafında oturmuş olmak avantajını çok iyi kullanıyor ve de "işi" bildiğini her platformda gösteriyor. Aslında ekonomik göstegeler de hükümetin mali politikalarının iyi sonuçlar verdiğini ortaya koyuyor. Ancak bendenizin Sayın Bakan'ın mali konularda söylediklerini ve yaptıklarını gündeme getirmek gibi bir niyetim yok. Aslında bu konunun uzmanı da değilim. Benim son günlerde ilgimi çeken husus Kemal Bey'in bütün tontonluğuyla söylediği bir cümle: "Türkiye şu kadar başarılı, şöyle yıldız, böyle kaplan diye havaya tavaya girmenin alemi yok, Türkiye normalleşiyor hepsi bu..." Avrupa Birliği'nin Kopenhag'dı, Maastrich'di deyip durduğu da sosyal ve ekonomik hayatın normalleştirilmesi hedefine yönelik tedbirler dizisidir. Avrupa bu seviyeyi tutturmak için hâlâ yoğun bir çaba içindedir. Ayrıca bu çaba hiç gaz kesmeden devam ettirilmesi gereken bir süreçtir. İşte bu sürecin bir yansıması da gerek devlet gerekse özel sektördeki yönetim uygulamalarında görülmektedir. Çok fanatik bir yorum olarak değerlendirecekler çıkabilir ama, şu anda "modern yönetim" diye takdim edilen uygulamaların daha mükemmelini insanların "klan"lar tarzında yaşadıkları topluluklarda görmek mümkündür. Yazarının ismini hatırlayamama ayıbını işleyerek "Buşmanlar"ı (yani Bush-men=Çalı adamları) antropolojik açıdan inceleyen bir hanım araştırıcının bu konudaki tespitini paylaşacağım sizlerle. Bakın bu antropolog hanım, ellibin yıldır Afrika'nın ortasında yer alan Kalahari Çölü'nde küçük küçük gruplar halinde yaşayan "Buşmanlar"ın, çölün acımasız şartlarına dayanmak için; asırlar boyu süren tecrübe ve bilgi aktarımına dayanarak nesiller boyu aktarılan yaşama kurallarını nasıl özetliyor: "Buşmanların değişime ve düşmanca ortama kendi içlerindeki uyumu kaybetmeden adapte olma yetenekleri vardır. Bu insanlar ortak bir vizyona sahip olma, hiyerarşi yokluğu, çok beceriklilik, açık iletişim, karşılıklı güven, paylaşılan liderlik, bireysel yetkilendirme ve öğrenen bir kültürü sürdürme gibi özelliklere tabii olarak sahiptirler. Bu özellikleri olmasa çöl ortamında hayatlarını sürdürmeleri mümkün olmaz." "Buşmanlar" yerine "şirketler", "çöl ortamı" yerine "globalleşme ve değişim fırtınaları ile çölleşen iş hayatında" koyup cümleyi tekrar okuyun. Çok acayip gelmedi, hatta normal geldi değil mi? Yönetimde normal olan kriterler de bunlar zaten. "Değişime kapalı, basiretsiz, kibirli, her işe maydanoz, dediğim dedik çaldığım düdük, yanına yaklaşılamayan, hiç kimsenin kimseye güvenmediği, öğrenmeyi unutmuş" yönetim tarzını yine biz oluşturmuşuz. Yönetimde de normalleşebilmek dileğiyle.