Ölüm hak, miras helâl

A -
A +

Yurt dışında Sudanlı bir grupla karşılaşmıştım yıllar önce. Bir dolmuşa binmek üzere sırada bekliyorduk. Kısa bekleme anında dünyanın sempatiklikte birinci sıraları zorlayacak güzellik ve samimiyetteki "Sudanlı"larla kısa bir tanışma faslı oldu. Biz onları bembeyaz kıyafet ve dişlerinden tanıdık. Onlar bizi çıkaramadılar. Türk olduğumuzu söyledik. O sırada dolmuş geldi. Sudanlılar bizden önce geldikleri için önce onların binmeleri gerekiyordu. Biz buyur ettik. Onlar çok büyük bir tevazu ve edeple "Türk effendi öne, biz Türklerin önüne oturamayız, lütfen siz öne buyurun" diye öyle ısrar ettiler ki. Dayanamadık öne oturduk. Ama tabii yanımdaki arkadaşımla sicim gibi süzülen gözyaşlarımıza mani olamamıştık. "Yarabbi" demiştim o gün kendi kendime "Ne mirasmış bu Osmanlı dedelerin mirası, ye ye bitmiyor..." Dün de dünya tatlısı, Türkmen delikanlısı, eli öpülesi Ömer Öztürkmen "ağabey" manşet toplantımıza şeref verdi. Konu Irak, hele hele Musul Kerkük olunca, bugün sizlere sunduğumuz belgeleri o temin etti bir arkadaşından. Ne olup bittiğine kafa yorarken, Ömer ağabey yine tevazu gösterip işi bir de ehline soralım deyince, telefonla tarih ilminin duayeni muhterem Yılmaz Öztuna Beyi rahatsız edelim dedik. Konuyu açar açmaz, meseleyi ta derinlerine nüfuz ederek 15 dakikada öyle bir özetledi ki, hepimiz mest olduk. "İşte ilim sahibi bir insan" dedirten açıklamaları arasında, gayet tabii bir şekilde değerli tarihçimiz şunları da söylüyordu: "Osmanlı hanedanı yurt dışına çıkarıldıktan sonra, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşını müteakip Osmanlı Hanedanı kendi şahsi mal, mülk ve servetleriyle alakalı olarak milletlerarası mahkemelerde birçok davalar açtılar. Mesela bu arada Musul-Kerkük'te petroldaki payları özellikle Filistin'de birtakım şahsi arazileri için diğer devletleri dava ettiler ancak hiçbir hanedan mensubu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, hakları olmasına rağmen mahkemeye vermediler..." Bu cümleler yine bendenizin gözlerini buğulandırdı. Sudanlılar kadar "Kayı Türkü"nün kıymetini bilip bilemediğimi sorguladım bir süre. Sonra günlük koşuşturmanın içinde buldum kendimi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.