Bir örgütün lideri tayinle gelen 'yönetici'den farklı özelliklere sahip olur, olmalıdır. Yönetici bir şekilde tayin olunduğu 'pozisyon'dan gücünü alan kimsedir. Eğer bu kişi sağlam kişisel özelliklere sahip olan biri değilse pozisyonu çekip aldığınızda bir an boşlukta kalır ve sonra patlamış balon misali pörsür ve yok olur. Etrafındaki insanlar anında dağılır ve o afralı, tafralı, cakalı yönetici yalnızlığa mahkûm olur. Çoğunlukla hazmedemediği boşluk onu perişan eder. Bu tür liderlik özelliği olmayan 'yönetici' tiplerinin en büyük özellikleri 'hazımsızlık'tır. Bu hazımsızlık onların bütün davranışlarına yansır. 'Herkesi küçük görmek' onların en kötü yanlarıdır. 'Koltuğa' kapağı attıktan sonra; önceleri genellikle süklüm püklüm olan bu tipler birden canavarlaşırlar. Konuşmaları yüksek perdeye taşınır. Bu tiplerin etrafı 'çıkarcı goygoycularla' daha kolay sarıldığı için üslupları daha sertleşir ve kontrolsüz bir tarz konuşmalarına hâkim olur. Bu insanlar eğer bir de 'bilgi fakiri' iseler; daha bir çekilmez olurlar. Çünkü pohpohların dozu arttıkça her şeyi en iyi kendilerinin bildikleri zannına kapılır ve her konuda atar tutarlar. Liderler ise güçlerini; kişisel bilgi ve deneyimleri yanında kimseyi dışlamayan mütevazı kişilikleriyle oluşturdukları takımlarından alırlar. Olgun liderler ölçülü bir karizmaya sahip olduklarından örgütlerini başarıya odaklamakta güçlük çekmezler. Bunların en büyük avantajları, yerine göre kendilerini eleştirebilen takım arkadaşlarına sahip olmalarıdır. Bu liderlerin en önemli özellikleri ise 'gerçekçi ve paylaşılabilir bir vizyona' sahip olmalarıdır. Bu 'vizyon ve samimiyetle lidere bağlı olan takım' lideri daha da olgunlaştırır. O artık etrafta olan bitenden çok vizyonuyla meşguldür. İşte bu atmosfer gerçek liderleri takımlarıyla beraber başarıdan başarıya koşturur. Son günlerde siyaset arenasında olan biteni gördükçe yönetici ve liderin farkı konusundaki bilgilerimi tazelemek için şöyle bir taradım arşivimi bu bilgiler çıktı karşıma. 'Bizdeki modeller de pek farklı değil' dedim ve böylece kendimi teselli ettim. Çünkü dünden beri bir parti lideri nasıl böyle pervasızca konuşabilir diye kendimi yiyip bitirecektim neredeyse!..