Onlar sadece kılıç sallamadılar

Osmanlı'nın altıyüz küsur yıl hüküm süren bir cihan imparatorluğu olmasının temellerini bize 'ilk-orta-lise'de tam olarak maalesef öğretmediler. Bildiğimiz filan padişah tahta çıkmış sefer eylemiş, yeni topraklar kazanmış, ya da imparatorluğun son zamanlarında filan sadrazam başa geçmiş hazineyi ve orduyu düzene sokmuş vesaire. Peki; bu devlet sadece padişah ve sadrazamdan ibaret midir diye sormak aklımıza gelmezdi. Hoca ne anlattı, geriye anlat, dersi geç devam et. Yaş kemale erince ve de meseleleri şümullü bir şekilde (şimdi bütünsel ya da sistematik deniliyor) ele almak gerektiği kavranınca akıl suya eriyor. O zaman bu muazzam sistemi meydana getiren diğer unsurlar ele alınmaya başlanıyor. Bu konuda bendeniz Üstat Yılmaz Öztuna'ya kelimenin tam mânâsıyla medyunu şükranım; eserlerinde bu konuyu sabırla ve vukufla bizlere sunduğu için. Osmanlının iş hayatında başarının en temel unsurlarından biri usta çırak düzenidir. Bu düzen malum Almanlar tarafından ele alınmış ve sonra bize ve bütün dünyaya alman patentiyle sunulmuştur. İçinde en az onbeş yıl yaşamak bahtiyarlığına sahip olduğum bu muhteşem 'esnaf kültürünün' bendenize katkılarını bütün benliğimde hisseder dururum. Bugün sizlere bu muhteşem kültürü insanlığa hediye eden Osmanlının torunlarından bir usta'nın "Usta"yı tarifini sunacağım. Geçen hafta TGRT TV'de beraber olmak zevkini yeniden tattıran ve bu tarifi aktaran Sayın Dr. Rüştü Bozkurt'a da teşekkür ederim. Şişecam'da çalışırken cam üfleme ustası Rahmetli Yusuf Görmüş'e ustayı tarif et demiş işte o muazzam kültürün yansıması olan cevap "Usta bugün bildiğini kalfa ve çıraklarına öğreten, yarın da onlara öğretecek yeni bir şeyler bulandır"