"Orada bir köy var Afrika'da" ve TUSKON

A -
A +

Geçtiğimiz pazar günü torunlar tutturdular "Bizi Miniatürk'e götür dede!" diye. Herhalde açılışından beri altı ya da yedi defadır gidiyorum. Ama her defasında da keyif alıyorum ve de bu güzel eseri ülkeye kazandıranlara ve bu hizmeti titizlikle sürdürenlere teşekkür ediyorum. Sabah sabah belki elli, belki yüz Afrikalı ziyaretçi vardı. Miniatürk'te. Bizim çocuklar lisan problemini beden ve sevgi diliyle aşıp aralarına sokuluyorlar, onlara sımsıkı sarılıyorlar, habire fotoğraf çekip duruyorlardı. Hatta bazıları bazı hanımların uzun ve kıvır kıvır saçlarını izin alma gereği duymadan tutup okşuyorlar, jöleyle mi, tabii mi kıvırcık olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Pazar akşamı TUSKON'un "Türkiye-Afrika Dış Ticaret Köprüsü" isimli toplantının açılış yemeğine davetliydim. Orada sabahki simaların çoğunu protokol masalarında gördüm. Yabancı misafirlere bütün sıcaklığı, samimiyeti ve konulara hakimiyeti ile oturaklı bir konuşma yaptı Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin "kendine yeterli yedi tarım ülkesinden biri olmanın" dışında yabancı konuklara anlatacağı o kadar çok şeyi olduğuna sevindim. Ertesi günkü toplantının sabah oturumuna da katıldım topallayan ayağıma aldırmadan. Orada da TUSKON Başkanı Rızanur Meral, samimi ve inandırıcı üslubuyla göz dolduran bir konuşma yaptı. Ardından Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen uzun yıllardır sürdürülen Afrika'yla ticareti geliştirme stratejilerinden bahsetti ve Afrikalı bakan, bürokrat ve iş adamlarından çok alkış alan bir konuşma yaptı. "Avrupalı Afrika'ya hep almak için gitmiş, biz Afrikalı kardeşlerimizle 'kazan kazan' anlayışıyla iş yapmak niyetindeyiz" dedi mesela. Sonra Afrika'nın çeşitli ülkelerinden yedi ya da sekiz bakan konuştu. Hepsi daha ziyade kendi ülkelerinin ekonomik kaynaklarını ve ticaret anlayışını anlattılar. İçlerinden bir hanım bakan, Çad Ticaret Bakanı, "Hiçbir kültürde çocuklar yalan söylemezler genellikle" dedi. Miniatürk'te rastladığım misafirlerden biriydi zanederim. Türk çocuklarının kendilerine gösterdikleri sıcacık ve samimi sevgi ve ilgiden çok memnun olduğunu, bunun Türkiye ile Afrika arasında gerçekten samimi ticari ve kültürel ilişkiler kurulabileceğinin önemli bir göstergesi olduğuna inandığını belirtti. Pazarlama, satış faaliyetlerinde bütün uzmanların "satın alma işinde, müşterinin %80 oranında duygusal davrandıkları" gerçeğini vurguladıkları gözönüne alınırsa, Afrika ile Türkiye arasında bir köprünün, hem de sağlam temeller üzerine bina edilmekte olduğu söylenebilir. Bundan sonrası "İş adamlarına" kalıyor. Kendilerini Bilal-i Habeşi hazretlerinin hemşehrileri olarak kabul edip, gönülden sevdiğimiz "Afrikalı" dostlarla kaynaşmamız için muhteşem bir başlangıç olduğu herkesçe kabul edilen bu toplantıyı tertipleyen TUSKON'u tebrik ediyorum. Bu arada bir sivil toplum kuruluşu ile bu derece başarılı bir iş birliğine imza atan Hazine ve Dış Ticaret Müşteşarlığını da kutluyorum. Zarif insanları, zengin tabii kaynaklarıyla geleceğin parlayan yıldızı olmaya namzet Afrika ile el ele vermenin heyecanıyla başarılar diliyorum. Gitmezsek o köy bizim köyümüz değildir. O şarkıya aldırmayın...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.