Bazı sözler var ki, milyonlarca defa da kullanılsa eskimiyor, parlaklığından ve etkinliğinden bir şey kaybolmuyor. İşte onlardan biri: Ayinesi işdir kişinin lâfa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde..." "Efendim ben şöyle kahramanım, böyle vatanımı severim, öyle akıllıyım ve de bulunmaz bir liderim!.." Tamam da eserine bakalım. Elli yıldır devam eden bir çözümsüzlük furyası... Bu furya da kaba hesapla 30-40 milyar dolarlık bir destek. Defalarca ve bıktırıncaya kadar sürüp giden müzakereler, bunun için harcanan zaman, para, beyin gücü, gayret, heyecan, defalarca doğan anlaşma fırsatları... Bütün bu elli yılın hadi diyelim son otuz yılında öyle ya da böyle siyasî gücü elinde bulundurma. Sonuçtaki eser, televizyon ekranlarına yansıdığı kadarıyla, hiçbir çalışma ve üretme faaliyetinin göze çarpmadığı, insanların çok iyi konuşmayı, -tabir mazur görülsün- siyasi geyik yapmayı iyi becerdikleri, adanın güneyiyle kıyas kabul etmeyecek derecede fakirlik bütün bunların üzerine yapılan hamâset dolu nutuklar. En son inci de "Papazlar şarap değil, kan içmeye geliyorlar!.." O zaman sorarlar adama; "Peki kardeşim güneyindeki devlet din motifini bu derecede etkin şekilde kullanıyorsa, senin buna karşı olan argümanın nedir? Neden senin tarafta bir tek dinî motif işlenmez, duyulmaz, görülmez olmuştur? Sosyolojik hayatın temel olgularından olan dini inancı, siz neden gereği gibi muhafaza edemediniz? Milli birlik ve beraberliğiniz için samimi şekilde inancınızı niye kullanamadınız. Gençler bir yana yaşlı kesimde bile toplumu birbirine bağlayan çimentonun ana unsurlarından olan dinî inanışın sembolleri olan din adamları bu kadar hengame içinde tesadüfen bile olsa niye bir defa olsun gündeme gelmez? Bu Kıbrıs gerçekten en başından 1974 harekâtı dahil her zaman samimi Anadolu er ve erenlerinin gayretiyle alınmış ve muhafaza edilmiştir. Bütün bunlara cevabınız olursa o zaman "Papazların şarap mı kan mı içeceğini" gündeme getirebilirsiniz. Yoksa o zaman hiç olmazsa bu motifi kullanmayın da inandırıcı olun! En iyi netice çıkacaktır... Onlarca Kıbrıs gazisiyle muhabbetimiz olmuş, bir o kadar güzel "olaylar!" duymuşuz kendilerinden. Bunlar insana güç ve gayret veriyor. O gücün kıyamete kadar samimi ve doğru olanların yanında olduğuna inananlar, hiçbir zaman telaşa kapılmazlar. Kıbrıs halkının; ne kadar bastırılırsa bastırılsın genci, yaşlısıyla şehit ve gazi dedelerinin mânevi zenginliğine malik bir gönül yapısına sahip olduğuna ve bu gönül zenginliğinin; referandumda en iyi sonucu ortaya koyma becerisini onlara bahşedeceğine inanıyorum. Referandumun Kıbrıs Türkünün yolunu ve bahtını açacak şekilde sonuçlanması dileğiyle "Yavru vatan"a en derin sevgilerimi ve iyi dileklerimi gönderiyorum.