Paylaşılan vizyon

Vizyon denilen deyimin aslı Latince "videre" "görmek" kökünden geliyor. Liderle ayrılmaz bir bütün teşkil eden bu kelimenin bizim kültürümüzdeki kökü de Arapça "basar" yine "görmek" kökünden. Bu kökten hareketle "vizyoner"in karşılığı da "basiretli" oluyor. Birçok hukuki metinde mesela Türk Ticaret Kanunu'nda "Basiretli Tüccar" deyimi var bildiğim kadarıyla. Bir lider gerçekten basiret sahibi ise; vizyoner bir kişiliğe sahipse başarılı oluyor. Ama liderin vizyona sahip olması tek başına yeterli olmuyor. Bu vizyonun takım üyeleri tarafından paylaşılması, en az liderin ve vizyonun varlığı kadar önem arz ediyor. Liderin vizyonunu paylaşmasının şartları ise abartmayayım ama ciltlere sığar. Öncelikle lider 'vizyon'una kendisi sarsılmaz bir irade ile inanmalıdır. Takım üyeleri liderin inanç derecesini şaşmaz bir şekilde ölçerler. Çünkü onlar vizyonunu paylaşmayı teklif eden kişiyi her an gözlem altında tutarlar. Başkalarının yanında daha karizmatik davranmaları söz konusu olan liderler; takım üyeleriyle baş başa kalınan ortamlarda daha derinlemesine gözlemlenirler. Bu durumlarda liderin en ufak bir bezginlik, bıkkınlık ya da endişelilik hali göstermesi vizyonun paylaşılmasının önüne büyük engeller koyar. Takım üyelerinin tamamen tabiî şekilde yaptıkları bu gözlemlere liderin (tabiri hoşgörün) rol keserek etki yapması mümkün değildir. Liderin de her zaman tabiî olması gerekir. Ancak bu samimi ilişki kurulduktan sonra sıra vizyonun benimsenmesine ve paylaşılmasına gelir. Bundan sonra takım oyununun kuralları devreye girer. İşte burada liderin kendini ve takımını geliştirmek için destek alması gerekebilir. Çünkü liderlik doğuştan birtakım özellikler gerektirir belki, ama takım oyunu herkesin sonradan öğrenebileceği bir faaliyettir. Bu konudaki eksiğinin farkına varan liderler ve takımlar daha uzun ömürlü örgütler kurabilir ve daha büyük başarılara imza atarlar.