Rüya mı, gerçek mi?

A -
A +

Bundan on ya da on beş sene önce olsaydı. İstanbul'dan İzmir'e gelmiş olsaydık. Hanımın beli aniden ağrımaya başlasaydı. Bir hastaneye gitmek gerekseydi ve sağlık karnemizi İstanbul'da unutmuş olsaydık. Ne yapacaktık? Sağlık karnemiz yanımızda olmadığı için devlet kuruluşlarında muayene olma imkanımız olmayacaktı. Özel hekim ya da hastaneye gidecektik. Bize epey pahalıya oturacak bir süreç yaşayacaktık. Sağlık karnemiz yanımızda olsaydı. O zaman çalıştığımız şirketten sevk alacaktık. Bunu becerebilirsek, SSK Tepecik Hastanesine gidecektik. Saatlerce sıra bekleyip ilgili uzman hekime ulaşacaktık. Hekim arkadaş ilgili bölgelerin röntgenini isteyecekti. Bu röntgenler için belki bir hafta sonraya gün verilecekti. Ve bizim tedavi orada kesilecekti. Çünkü biz iki gün sonra İstanbul'a dönmek zorundaydık. Hele de MR çektirmek gerekli olsaydı o zaman belki üç dört ay sonra sıra gelecekti... Bütün bunları yaşamış biri olarak baldızla beraber İzmir Alsancak'ta Göğüs Hastalıkları ile ilgili bir semt polikliniğine gittik. Hanımın nüfusunu verdik, SSK emeklisi olduğumuzu belirttik, bilgisayardan kaydımızı yaptılar, konusunun uzmanı olduğu her halinden belli olan bir hekim hanım bizi öyle bir karşıladı öyle bir muayene etti, anında röntgenler çekildi, teşhis konuldu ilaçlar yazıldı, aman ya Rabbi, emin olun kendimi rüyada zannettim. Doktor hanımın ve bütün personelin güler yüzü ve şefkatli muamelesini bundan önceleri özel hastanelerde bile göremezdik. Bu sistemi bu ülkenin kısıtlı imkanlarıyla bu hale getiren herkese gönülden teşekkür ediyor, hepsine en içten hislerimizle dualar ediyoruz. Bütün hastalarımıza bu arada Cüneyt'imize de şifalar diliyoruz. Kalın sağlıcakla...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.