Şöyle etrafınızı dikkatlice gözleyin! Ne kadar çok israf olduğunu hemen görürsünüz. Mesela ekmek konusundaki israf dillerden düşmez. Gerçekten milyonlarca ekmek çöpe gitmektedir. Yemek israfı toplu yemek uygulaması arttıkça artmaktadır. Elbise israfı ayrı bir inceleme konusudur. Kullanılmayan elbiselerle milyonlarca kişi donatılabilir. En basitinden çocuk oyuncaklarındaki israfı gözlemleyin. Bazı evlerin ağzına kadar oyuncakla dolu olduğunu görürsünüz. Bütün bunlar tüketici olarak yapılan israflardır. Önlenmesi oldukça zordur. Çünkü günümüz insanının kafasına "tüketim durursa ekonomi çöker" paradigması çakılmıştır. Bu düşünce tarzı "benim daha çok olsun, benimki daha iyi olsun, ben daha iyi yaşamalıyım..." ve benzeri motiflerle körüklenmekte, tabiri caizse "tüketim çılgınlığı ateşine körükle gidilmektedir." İnsanların birbirlerini elbise markaları, otomobil modelleri, ev metrekareleri ile değerlendirdiği bu anlayışı değiştirmenin ne kadar zor olduğu malum. Ama bu gidişin sonu da malum. İnsanoğlu giderek mutsuzlaşıyor! Onca gayret, sıkıntı, ter, gözyaşı ile elde edilen maddi servetler mutluluğa büyük katkıda bulunmuyor. Bütün bunları tuzu kuru bir vatandaş olarak yazmıyorum. Altmışını geçmiş, birçok işe girmiş çıkmış, birçok makam mevkide bulunmuş sonunda bir ölçüde köşesine çekilmiş bir âdemoğlunun olanı biteni sorguladığı anlardan birine rastladınız bugün. Gerçekten israfı dünya genelinde önlemek mümkün olabilseydi bugün açlıktan ölen milyonlarca insan olmazdı. Sırtında bir kabanı ayağında bir botu olmadığı için soğuktan titreyen milyonlarca genç olmazdı. Bir minicik oyuncak bebeği ya da arabası olmadığı için minik yüreği sızlayan milyonlarca çocuk olmazdı. Ne mi yapalım? İnsanları mutlu edecek yepyeni bir anlayış için kolları sıvayalım! "Biz çok duyduk böyle nutukları!" diyorsak o zaman insanlığımızı bir tarafa koyup, "tüketmeye" devam edelim. Zaten bizden istenen de bu değil mi?..