Salyangoz...

A -
A +

Sizin de yemeği fazla kaçırınca kâbus gördüğünüz olur mu? Benim olur. Çocukluğumda doğduğum semt olan İzmir Hatay caddesinde karşıdan karşıya geçememe kâbusları görürdüm. Sonra kâbuslarım değişti. En çok gördüğüm kâbuslardan biri de kendimi birden bire dev bir salyangozun içinde bulmamdır. Gece boyunca ne yana yöneleceğimi kestirmeye çalışır. Bazen o yana, bazen bu yana koşturur, sabaha kadar kan ter içinde kalırım. Salyangozun içi kapkaranlıktır ve muazzam bir uğultu vardır. Sesin ne yandan geldiğini kestirebilsem o yana koşup aydınlığa ve temiz havaya kavuşacağım. Ama çoğunlukla karanlıklar içinde kalırım. Çünki akşam yemeklerinde her Türk gibi gayretliyimdir! Sosyal çalkantılar geçirdik! Bu benim salyangoz macerasını son 5-6 yıldır Türkiye de aynen yaşadı diye düşünüyorum. Populist ve menfaatperest politikalar yüzünden yıllardar söndürülemeyen enflasyon ateşi, bunun doğurduğu verimsizlik, verimsizliğin doğurduğu üretimsizlik, bunun sebep olduğu işsizlik, işsizliğin yolaçtığı sosyal çalkantılar, bu arada depremler, seller ülkeyi tam bir kâbusa düçar eylemiş ve salyangozun derinliklerinde gittikçe daralan ve karanlıklaşan dehlizlere doğru yönlendirmişti. 3 Kasım günü millet sağduyunun sesini çok iyi algılayarak çıkışa doğru yöneldi. Seçimde bundan önceki kâbuslardan kurtulmayı becerdiği gibi yine bir tek parti iktidarı oluşturdu. Ve salyangozun aydınlık çıkışına doğru hızla yol almaktayız. Karanlık henüz tam olarak ortadan kalkamamakla beraber, karamsarlık ve bedbinlik psikozundan kurtulmak üzereyiz. Türkiye kâbus görmesin! Bunun en güzel göstergeleri; büyük ölçüde psikolojik kökenli enflasyon beklentisi kırılmış, ihracatçının dolar böyle ucuzlarsa ihracat yapamayız sabit fikri yok olmaya yüz tutmuş, devlet ve millet arasındaki yıllarca kanatılan "yaralar"ın tedavisi en azından konuşulabilir olmuş, bütün bunların ötesinde Başbakanın 2010'da 10 bin dolar milli gelir hedefi hayal değil bir vizyon olarak milletçe benimsemiştir. Bu hedefe ulaşmak mümkün olduğunda Türkiye kâbus görme korkusundan kurtulur. Bir de adil bir gelir dağılımını becerebilirsek, o zaman gerçekten kâbussuz bir geleceğe doğru yol alırız. Zaten Kopenhag Kriterleri yerine getirilip müzakere tarihi alınırsa, AB'nin istediği Maastrisch Kriterleri de bunlara kafa yormayı gerektiriyor. ..... Lütfedip yılbaşı tebriği gönderen, herkese teşekkür ediyor, 2004'ün hepimiz için kâbussuz geçmesini diliyorum

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.