Sektörden siyasete

A -
A +

Belki de Türkiye'de bir ilk gerçekleşti. Bir sektör çeşitli partilerden Meclis'te kendini temsil edecek adayları bir araya topladı ve onlara sektörün problemleri konusunda neler düşündüklerini sordu. "Sektörden Meclise" adıyla bu toplantıyı düzenleyen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği idi. Derneğin genç hatta gencecik başkanı Umut Oran'ın "Neden bu hallere düştük?" sorusuna "Kötü yönetim"i sebeb gösterdiği gerçekten oturaklı açılış konuşmasından sonra adaylar görüşlerini açıkladılar. Her toplantıda olduğu gibi "İstanbul'un trafiği" mazeret gösterilerek yaklaşık 1 saatlik bir gecikme ile başladığı için Zeynep Göğüş ve Hüseyin Mert'i dinleyemedim. CHP adayı Nur Ger, sektörün çilesini çekmiş, çekirdekten yetişmiş olmanın rahatlığında, ancak partisini öne çıkarmanın telaşında olarak yaptığı içten ve heyecanlı konuşmasında bendenizin yıllardır kafa yorduğum şekilde konuyu ele aldı. Bir sektörün problemlerini halletmeye önce onun yapıtaşlarını teşkil eden firmalardan başlamalıyız. Yani konuyu önce mikro açıdan işletme bazında ele almak, sonra makro hedef ve bu hedefe yönelindiğinde ortaya çıkan problemlere kafa yormalıyız. Nur Ger Hanım, firma bazında kurum kültüründe ve üretimde kaliteyi yakalamaya çalışmak için insan odaklı bir anlayışla şirketlerde eğitime önem vererek, yeniden yapılanmayı gerçekleştirmenin önemini vurguladı. Ülke iş dünyamız bunu kavradığı zaman problemlerin yarısı ortadan kalkar. Çünkü kaynaklarını adam gibi değerlendiremiyen işletmelerle hiçbir sektör hiçbir yere varamaz. DYP adayı Okan Oğuz, sektörde geçirdiği yılların birikiminin ışıltılarını taşıyan konuşmasında, ülkeyi dünya standardında temsil edebilecek bir portre çizdi. Sektörün rekabet gücünü artırmanın önemini ortaya koyarak, işadamlarımıza güvenmemiz gerektiğini vurguladı. Ancak bu şekilde girişimci ruhu şahlandırabileceğimizi belirtti. Son 5 yılda "Nereden buldum?" mantığıyla Türk insanının dünyanın takdir ettiği girişimci ruhunu öldürdüğümüzü belirtti. Ancak Türk girişimcisine güven vererek yabancı sermayeyi çekebileceğimizi örneklerle ortaya koydu. MHP adayı Fuat Çakıroğlu, üretimi arttırmanın yanında moda ve markanın teşvik edilmesini gündeme getirdi. Bu arada sektörün çok çeşitli dernekler altında dağınık bir yapı sergilediğini, aynı amaca hizmet eden derneklerin güçlerini birleştirmeleri çağrısında bulundu. AK Parti adayı Kürşat Tüzmen, bürokratlığı zamanında zararını gördüğü "dobra delikanlı" imajından siyasette prim yapacağının işaretlerini verdiği heyecanlı konuşmasında farklı bakış açılarının önemini vurguladı. Nur Ger'in belirttiği kaliteli yönetimin gereğini de, ithal ikamesi ve diğer teşviklerde suni olarak şişirilen işletmelerdeki kapasitenin tam değerlendirilmemesiyle ortaya koydu. Devlet ve iş dünyası arasındaki karşılıklı güven ortamının sağlanması gereğini belirtip, denetimin modern anlamıyla rehberlik tarzında uygulamasını söyledi. Önemle belirttiği bir konu da "Türkiye'nin imajını, ismini satmadan, Türk malını satamazsınız" anlayışı oldu. İşte böyle olmalı dedim kendi kendime. Meclis'te de böyle kaliteli insanlar, seviyeli bir şekilde konuları ele almalı ve çözüm üretip, ülke insanının önünü açmalılar dedim. Bu seçimde milletimiz partileri değil de, kaliteli insanları seçme becerisini gösterebilir mi sizce? Mevcut seçim sistemiyle biraz zor. Ancak her seçimde Meclis'in kalitesini biraz da olsa artırmak bizim elimizde. O zaman seçim bölgenizdeki adayların hepsini, partilerini bir tarafa bırakıp şöyle bir gözden geçirin bakalım, belki de partinizi değiştirmeniz bile gerekebilir. Ne dersiniz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.