Siz hiç kum üstünde futbol oynadınız mı?

A -
A +

Ben toprak sahalarda oynadım bir miktar. Ama kum üzerinde denemedim. Ancak deniz kıyılarında kum üzerinde yürüme tecrübem var tabii biraz. Ne kadar zor ve yorucu oluyor siz de bilirsiniz. İşte efendim, Brezilyalı futbolcuların bu kadar başarılı olmalarının en önemli sebebi; oralarda çocuklara futbolu kum sahalarda yalın ayak oynatmalarıymış. Toprak değil, dikkat buyurun, kum sahalarda. Uzun yıllar bu yorucu ve ezici ortamda koşmayı ve bir buçuk saati doldurmayı ve de gol atıp, gol yememeyi iyi becerenler, önce toprak sahalara sonra da çim sahalara alınırlarmış. Kumda koşmayı becerenler, çim sahada uçarlar ve ikide bir dünya şampiyonu olurlar ve de bütün dünyaya futbolcu ihraç ederlermiş. "Miş"i de ne, bizim milli futbol takımımızda bile bu uçan kaçanlardan bir oyuncu var malum. Yanisi işi zor şartlarda öğrenenler, şartlar biraz iyileşince, kibirlenmez ve şımarmazlarsa daha büyük başarılara imza atıyorlar. Ancak burada oyuncuların çim sahalara çıkmak için gerekli performansı kazanıp kazanmadıklarının tespiti çok önemli. Bunun zamanlaması iyi yapılmazsa bu kadar eziyetli bir sürecin boşa gitmesi de söz konusu. "Eeee!" dediğinizi duyar gibi oldum şu anda. O zaman mevzuya geleyim. Çünkü kızıp başka bir habere ya da köşeye "zaplatmayayım" sizleri. Bugün (dün) gazetelerde kocaman bir tam sayfa ilan vardı. Gözünüze çarpmış olmalı. "Yeter artık, indirin!" diyordu. Bunu diyenler başta Türkiye İnracatçılar Meclisi, TÜSİAD hariç MÜSİAD ve birçok diğer iş adamları kuruluşları, İşçi Sendikaları ve birçok ilgili sivil toplum kuruluşlarıydı. Türk lirasının aşırı değer kazanması dolayısıyla ihracatı yeteri kadar artıramadıklarını, dolayısıyla daha fazla üretim ve ihracat yapma imkânlarının kısıtlandığını, zor şartlara rağmen 100 milyar dolar ihracat sınırını aştıklarını, diğer ülke şirketleri ile rekabet etmelerini engelleyen faiz oranlarının düşürülmesini... yani artık çim sahada oynamaya hazır olduklarını, bu imkâna kavuşurlarsa iki üç yılda 200 milyar doları yakalayacaklarını, yüksek faiz düşük kur döngüsünden; yanisi kum sahadan kurtarılırlarsa ülkenin, dolayısıyla hükümetin en önemli gündem maddesi olan istihdamı artırmaya büyük katkı sağlayacaklarını haykırıyorlardı... "Teknik direktör" karar verecek Şimdiii! Teknik direktör bakacak tabii. Bu şirketler gerçekten zor şartlar altında geçirdikleri yıllar boyunca uygun yönetim teknikleri kullanarak gerek insan gerekse diğer kaynaklarını en verimli şekilde kullanmayı becerebildiler mi? Fasonculuk zincirini kırıp marka olma konusunda bilinçlenip, bu çok zor yolculuğa çıkma cesareti kazandılar mı? Verimlilik konusunda kafa yormaya, bunun için "core competens"leri yani çekirdek yeteneklerine yönelmeyi öğrenmişler, "Ne iş olsa yaparım, her alana dalarım" paradigmasından kurtulmuşlar mı? Kurumsallaşma ve şirketlerini böylece uzun ömürlü hale getirmek için gerekli altyapıya ve bunun için gerekli eğitim faaliyetlerine önem veriyorlar mı? Tabii teknik direktör takımının daha birçok özelliklerini ele alıp öyle karar verecek. Çünkü kum sahada biraz daha fazla oynamak biraz sinirleri bozar ama çim sahaya zamansız çıkmak takıma çok şey kaybettirir. Bakalım ne olacak?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.