Almancayı pek sökemeden, yani konumla ilgili literatürünü takip edebilecek seviyeye gelmeden Almanya'ya gitmiştim. Doktoramı yapacağım üniversitede altı aylık bir yoğun kursla lisan problemini büyük ölçüde hallederek literatür çalışmalarıma başladım. Kooperatifçilik konusu sosyal bir bilim dalı, hukukla da ilgisi var. Bu yüzden Almanca kitap ve metinlerde Latince kökenli kelimeler ve deyimler arada bir geçiyor. Hani bizdeki Arapça deyimler gibi... O zamanlar bayağı sıkıntı çekiyorum. Mesela metin içinde, "kooperatifler sui generis örgütlerdir..." diye geçiyordu. "Sui generis"in "nev-i şahsına münhasır" olduğunu sökene kadar epey kafa yormuştum. Şimdi bu satırları okuyan genç arkadaşlar da "nev-i şahsına münhasır" ne demek ola ki derler. Nasıl diyelim mesela "kendine özel" ya da "kendine özgü kuralları olan..." bunu karşılar mı? Neyse daha başka birçok Latince deyimler çıkıyordu karşıma. Mesela "hukuken" "mevzuata göre" veya "gerçekte" anlamına gelen "de jure" ve "de facto" deyimleri gibi... Bu Latince deyimleri yerli yerlerine oturttuktan sonra, çalışmalarım bayağı bir rahatlamıştı... Şimdi bir cümlede daha kullanmaya çalışayım bu deyimleri. Bakalım meramımı anlatabilecek miyim? "Acaba, rahmetli Turgut Özal, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin "sui generis" bir yapıya sahip olduğunu iyi kavradığı ve o yüzden "de jure" kalıplarından ziyade "de facto" düşünce ve projelere kafa yorduğu için mi başarılı olmuştu?"