Uzun yıllar önce Philips Türkiye'nin yöneticisi olan Atok İlhan Beyi dinlemiştim bir kongrede. Değişimle ilgili muhteşem bir sunuş yapmıştı. Ama o günden bendenizin aklında kalan en önemli cümle şu olmuştu: "Susan toplumun problemlerine çözüm üretemezsiniz!" Yıllardır şirketlerle gerek içinde görevli olarak gerekse dışarıdan eğitimci ve danışman olarak haşır neşir olur dururum. Bu tespitin doğruluğunu yaşayarak da anlamışımdır. Büyüyen gelişen, bir anda yönetilmesinin zorlaştığı anlaşılan şirketlerde bu zorluğun üstesinden gelmek için birtakım tedbirler gündeme gelir. Bunların başında da "bir danışman kişi" ya da "kuruluş" çözüm ortağı olarak davet edilir. Danışmanların özellikle sıkıntı çektikleri konuların başında "İnsanların suskunluğu" gelir. Bu durumun çok çeşitli sebepleri vardır: - Kimse konuşup başını derde sokmak istemez, - "Konuşsam da beni kim dinler?" denir, - "Söz gümüşse sükut altındır" atasözüne sığınılır, - Ama en önemli sebeplerin başında insanlar kendilerinden konuşup fikir beyan etmeleri istendiğinde bile susmayı "edepli olmanın" gereği sayarlar. Bu son madde özellikle "Aşiret kültürü"nden gelen şirketlerde çok yaygın olarak görülmektedir. Bu bakımdan ileri yönetim teknikleri ya da değişim projeleri uygulamak isteyen şirketlere acizane tavsiyem "önce konuşulabilen bir kültür oluşturabilmek" için kafa yormalarıdır. Yanisi insanların rahat edebilecekleri bir iletişim ortamının geliştirilmesidir. Bunun en etkili yolu da yönetim konusunda bütün şirket çalışanlarına temel bilgiler sunulacak eğitim seminerleri düzenlemektir. Çalışanlara artık eskinin "emret-kontrol et" yönetim tarzından vazgeçildiğini "ortak akılla yönetimin" yeni yönetim paradigması olduğunu dünyadan örneklerle anlatacak bilgi paylaşım seminerleri insanları "Konuşmaya ikna edecek" en etkili yolardan biridir. Gerçekten bir yönetim dâhisi olan General Elektrik'in bundan önceki CEO'su Jack Welch "Kazanmak İstiyorsanız" adlı kitabında "GE'de herkesin fikrini rahatça söyleyebildiği bir şirket kültürü oluşturmak için ondokuz yıl uğraştım bu gayret halen de devam etmektedir" demektedir. Aslında "meşveret etmenin başarının temeli olduğu" bizim ana prensiplerimizden biridir. Meşveret ise konuşmadan olmaz.