Suya sabuna dokunmadan...

A -
A +

Bugünlerde İzmir'deyim. Eş dost akraba bayağı hasret gideriyoruz. Bu arada birçok arkadaş yazılarımla ilgili biriktirdiği hislerini ve düşüncelerini ifade ediyorlar. Çoğunlukla da "suya sabuna dokunmadan" bu işi nasıl yapabildiğimi soruyorlar. Onlara verdiğim cevap "piyasada farkı yakalayamayan yok olur" tarzında oluyor. Ama bir de "Babanızın marangoz dükkanından bahsetmiyorsun artık. Koca dükkanda malzeme bitti mi?" tarzında takılanlar da oluyor. İşte onlara bayılıyorum. Çünkü hem "babasının dükkanından çıkamadı" diyorlar, hem de en çok babamın dükkanından aktardığım anekdotları unutmuyorlar. "Acı bööbe yedim, aazımın tadını bozumam". Peki söyler misiniz "Customer oriented production"ı bundan güzel ifade edecek başka bir anekdot biliyor musunuz?.. Neyse o zaman babamın dükkanıyla devam edelim bugün de... Malum esnafın mevsimlere göre değişen durgun devrelere çeşitli isimler takması meşhurdur. Çocukların topaç çevirme zamanı "döndürgeç kesadı" marulun ilk çıktığı zamanlar "marul kesadı" ve benzeri... İşte böyle alışverişin bıçak gibi kesildiği günler, hatta bazen haftalarca müşterinin uğramadığı günler yaşardık. Önceleri ufak tefek meşgalelerle atlatılabilen "kriz havası" gün geçtikçe ağırlaşır, artık daha büyük uğraşlar gerekirdi. İşte o günlerde babam rahmetli "Hadi oğlum Resul, şu dükkanı dip bucak bir aktaralım. Hem elimizde ne var ne yok ortaya çıksın, hem de çürük çarık keresteleri ayıklayalım, müşteriler birkaç çürük kereste görüp diğer mallarımız hakkında kötü düşünmesin" der birlikte en az on, on beş gün sürecek zorlu, tozlu topraklı yorgunluktan işlerin kesat gitmesini düşündürtmeyecek bir süreç başlardı. Sonunda ayıklanıp ayrılan çürük patlak kerestelerin işe yarar yerlerinden hazır kapı pencere yapmaya girişilir babacığımım o günlerdeki parlak görüşüyle "konfeksiyon doğramacılık" yapardık. Yaa işte böyle. Piyasalardaki krizi babam böyle yönetirdi. Yanisi ortalık toz duman iken krizin geçeceği günler için hazırlananlar hem ruhen yıpranmazlar hem de kârlı çıkanlar olurlardı. İşte suya sabuna dokunmadan bugünkü yazıyı da kurtardık...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.