Tahta sandıktan 'e-devlet'e...

"Demokratik hayatımızın vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerimiz" diye başlar birçok konuşma... Tamam da, Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olan partilerin ne kadar demokrat olduğu nedense pek sorgulanmaz. Sonuçta partinin başkanlığını öyle ya da böyle ele geçirmiş olan kişinin -zevkine göre diyelim- partinin üyeleri şekillenir. İşte burada demokrasi, yani seçilmişler yönetimi yok olur. Dahası istenen kişinin, istenen yerden aday gösterilebilmesi, işin cabası. Seçmen kim olduğunu bilmediği kişilere oy vermek zorunda kalır. Bu yüzden de seçilenlerin, seçtiklerine hesap sorma imkanı ortadan kalkar ve de demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan denetim mekanizması yok olur. Bölgesel problemlerin gündeme getirilmesinde meydana gelen aksaklıklar, bölgesel farklılıkların daha da artmasına yol açar. Sonuçta böyle bir mekanizma ile teşkil edilen Meclis de evlere şenlik bir havaya bürünür. Partiden ihraç edilmek, bir dahaki seçime katılamamak gibi tehditlerle sindirilen milletvekillerinin oluşturduğu Meclis'ten, millet ve memleket hayrına kararlar çıkması beklenir. İşte yine bu şartlarda bir şeçime gidiyoruz. Demokrasinin temeli olan "millet iradesinin" adam gibi tecelli etmesini sağlayacak bilgi çağına yakışır bir Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu'nu çıkarmayı beceremedik. Sonra da bütün parti başkanları Bilişim Fuarlarında boy gösterip 'e-devlet'in faziletlerinden dem vuruyorlar. Önce bir el yordamıyla devlet olma anlayışını becerip hiç olmazsa tahtadan sandıklarla yaptığımız seçimleri adam gibi yapalım. E-devletin sırası ondan sonra gelir.