Olan biteni şöyle bir hatırlamaya çalıştım... Meclis seçim kararı almadan önce bu konuda kim neler demiş nasıl davranmıştı? Bu arada seçim kanunlarının siyasî istikrarı sağlayacak tarzda yenilenmesini önceden söyleyen olmuş muydu? Seçim kararı alındıktan sonra baraj konusunda korkularına yenilip kanunların yenilenmesi isteğiyle seçimlerin ertelenmesini isteyenler var mıydı? Bütün bu olanları ölçü aldığımızda, DYP ve MHP'nin daha tutarlı davrandıkları görülüyor. Bu konuda Tansu Çiller'in gösterdiği performansı göz ardı etmemeliyiz. Bugün sabahtan bu iş için bir liderler turu plânlamış olması bu konudaki samimi tavrını ortaya koymaktadır. Çünkü ülkenin tansiyonu çok yükselmiş durumda. Allah korusun daha da zorlanırsa beyin kanamasından korkulur. Bu bakımdan biraz kan vermek tansiyonu düşürür. Hastaya uygulanacak diğer tedbirler için zaman kazanılır. Çünkü yüksek tansiyonlu bir hastaya tansiyonu düşürmeden müdahale çok risklidir malum. Ülke bu erken seçim için bir miktar maddi külfete katlanmalı ve aslında gerek ekonomiyi gerekse bürokrasiyi "donduran" bu aşırı tansiyondan kurtulmalıdır. Tarih, milletin sesine kulak vermeyen ülkelerin bir yere varamadıklarının örnekleriyle doludur. Bizce bu seçimler artık yapılmalı. Ülkeyi istikrara kavuşturmayacak sonuçlar çıkması halinde, siyasi partiler ve seçim kanunlarında yapılacak akıllı düzenlemelerle 2004'teki genel yerel seçimlerle birlikte bir erken seçim daha düşünülmelidir. Seçim ve milletin görüşünü almak yoluyla bir uzlaşma sağlama dışında demokratik bir yol bilen varsa buyursun söylesin! Yoksa o zaman lütfen gelin bu seçimleri centilmence yapabilmeye kafa yormaya başlıyalım. Bu defa bütün partilerimiz bunun güzel örneklerini verecek gibi görünüyorlar. Bu ön uzlaşmayı da yabana atmayalım.