Tartışmalar hep böyle olsa...

A -
A +

Dün akşam TRT-1'de "Enine Boyuna" programına takıldım. Konu Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelere baş örtüsüyle girilmesini yasaklayan kararı ve bu çerçevede Anayasa Mahkemesi'nin durumu ve mevcut krizin çözüm yolları vs... idi. Ama esas beni ilgilendiren konu tartışmanın gidişatı idi. Ben televizyonu açtığımda Hasan Celal Güzel Bey konuşuyordu. Konuşması gerek cesaret, gerek üslup ve gerekse muhteva açısından dört dörtlük idi. Kendisi rahmetli Özal'ın bakanı olmaya layık olduğunu ispatlıyordu âdeta... Konuşmasının bitiminde Prof. Dr. Hikmet Sami Türk Bey kendisine cevap vermek üzere söz aldı. İşte bundan sonra ortam gerildikçe gerildi, sonunda her iki taraf da serbestçe hakaret sınırlarını zorlayan üslupta epey bir süre konuştular... Bir ara verildikten sonra, Hasan Celal Güzel, Hikmet Sami Türk'ü sevdiğini, kendisine saygı duyduğunu ancak fikirlerini serbestçe ifade edebilmek için o üslubu kullanmak gereğini duyduğunu ifade ederek bunun bir özür dileme olarak da kabul edilebileceğini söyledi. Bu cümleleri dinlerken Hikmet Sami Bey beden dilinin en güzel ifadesi olan gülümsemeyle karşılık verdi. "İşte" dedim kendi kendime, "Yıllardır özlediğimiz tarz bu." Çünkü bizim nesil bir araya gelip konuşmayı, birbirimize tahammül etmeyi, özür dilendiği zaman hoşgörüyle karşılık vermeyi beceremezdik. Fikirlerini herkes kendi çöplüğünde ifade eder, bir araya gelince kavga ederdik. Hasan Celal Güzel ve Hikmet Sami Türk Beyler, fikir ve düşünceleri birbirine taban tabana zıt olan iki kişinin nasıl tartışacaklarının örneğini sergilediler. Kendilerine teşekkür ediyorum. Bu arada Hasan Celal Güzel beyi de demokrasimizin gelişmesi için gösterdiği gayret ve cesaret için tebrik ediyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.