Gel de şimdi şu siyasete bulaşma!.. Arkadaş, iktidar olmak iddiasını benim bildiğim elli yıldır sürdüren, ama bir türlü seçimle işbaşına gelemeyen, halkla ilgisi sadece isminde mündemiç bulunan partinin, bir sürü alavere dalavere ile başına getirdiği başkanının tek fikir serdetmeden günlerdir meydan meydan dolaşmasına kafayı takma... Meydana çıktığı günden beri elinde salladığı dosyalarla ortaya koyduğu iddiaların hemen hepsi boş çıkmasına rağmen adam hâlâ sağ elinin işaret parmağı havada ha bire sallayıp duruyor... Bizim nesil bu tür siyasetçi modelinden çok çektiğimiz için, Sayın Kılıçdaroğlu'na imaj-maker ve politik danışmanlarının biçtiği rol-modelden etkilenmiyoruz. Çünkü bizim nesil 'çamur at-izi kalır' mantığıyla yürütülen politik rekabetin artık eskisi gibi etkili olamayacağını çok iyi idrak ediyoruz. Bu rol-modelin etkili olduğu yıllarda tek kanal televizyon ve çok sınırlı sayı ve tirajlı gazeteler sözkonusu idi. Bu yüzden de siyasetçilerin 'meydan performansları' halk üzerinde daha etkili idi. Sonra Rahmetli Özal geldi ve Türkiye'yi şöyle bir sarstı kendine getirdi. Şimdi elini sallasan gazete, kolunu sallasan televizyon kanalı... Bu şartlarda artık insanlar siyasetçinin misyon, vizyon ve temel değerlerini ve ülkenin geleceğini şekillendirecek stratejilerini duymak istiyor. O yüzden fazla 'tatava' yapanları 'zaplıyor' halkı adam yerine koyup o'na projelerini sunanlara değer ve oy veriyor. Bu söylediklerimiz sadece Sayın Kılıçdaroğlu için değil bütün siyasilerimiz için geçerlidir. Duyurulur!