Kimilerinin Amerikan salatası, kimilerinin emperyalist yutturmacası olarak nitelendirdiği "globalisation" yani "küreselleşme", daha açık ifadeyle "ulaşım, haberleşme ve teknolojide meydana gelen akıl almaz gelişmeler sebebiyle dünyanın küçücük bir köy olması" hadisesi bütün yönleriyle iş hayatını etkilemiş durumdadır. Artık hiçbir şirket rakibini diğer köşede, öbür mahallede, yakın şehirde arama lüksüne sahip değildir. Rakipler telefonla ulaşılabilen dünyanın herhangi bir yerindedir ve sizi yok etmek için bütün gayretiyle çalışmaktadır. İşte bu anlayışı yıllar önce benimseyen şirketler, milletler, bugün biraz daha güvenli, biraz daha başarılı olma imkanını yakalamışlardır. Bu söylediklerimizin manası nedir? Şudur: Artık şirketler tepede bütün haşmet ve dehşetiyle oturup her türlü kararı veren, aldığı kararları uygulayan, uygulamayı yapanları bire bir kontrol edip, düzelten bütün iş, süreç ve operasyonlardan haberdar olmayı isteyen, (hoşgörünüze sığınarak) her işe maydanoz olan yöneticilerle bir yere varamaz. Sadece şirketler değil, hükümetler de, devletler de varamaz. Gelelim tecrübenin ne dediğine... Koç Holding Şeref Başkanı Sayın Rahmi Koç, Adnan Menderes Üniversitesinde kendisine verilen "Fahri Doktor" unvanını alırken yaptığı konuşmada şöyle diyor: "Bu hengamede (herhalde yukarıda bahsettiğimiz globalleşme olgusunu kastediyor) şirketleri, sektörleri, ülkeleri planlı ve programlı şekilde idare etmek artık cambazlık haline geldi. Yanlış bir hareket veya karar, bir memleketin, bir bölgenin, bir şirketin varlığını yok edebiliyor." İşte bu durum, yani yöneticilerin kaliteli ve doğru kararlar alabilmeleri, onların operasyonlardan el çekip, sakin kafayla dünyada olan bitene kafa yormalarıyla mümkün olmaktadır. Baba Koç "GSM" fırsatını atlamıştı malum. Ama Oğul Koç yeni fırsatları kaçırmamak için operasyonları büyük çapta Torun Koç'a devredip sakin kafayla düşünmek yolunu seçti. Bu konudaki karar 1980'lerde uygulamaya konulan Koç 2000 projesinin "ana tema"sıydı. Başarı lafla olmuyor...