Tek suçlu vali mi?

A -
A +

Hangisi olursa olsun, misafirimiz olan bir devlet başkanına en ufak bir zarar gelmesini kim ister? Bu bir devletin namusudur. Korunacaktır. Ama bunu milyonlarca vatandaşa azap çektirerek yapılmasını kim ister? Hiç kimse. Zannederim bu konuda hemfikiriz... Şimdi gelelim Elizabet ve Bush geldiği zaman yaşanan trafik çilesi Ahmedinejat geldiğinde daha çok yaygara koparılarak çekilince bu işin sorumlusunu bulmaya. Zira biz, bir problem çıkınca onun çözümüne kafa yorma yerine hemen sorumlusunu ararız!.. Aslında "Quantum düşünce tarzı"nın geniş, şumullü, bütünsel (adını ne koyarsanız) yaklaşım tarzını benimsemeden hiçbir problem köklü olarak çözülemez. Hele hele İstanbul gibi her yıl yüz binlerin hücumuna maruz kalan büyük şehirlerin problemlerini çözemezsiniz. Ancak çözüyormuş gibi yaparsınız. İran cumhurbaşkanı geldiği gün yaşanan trafik probleminin analizini yapalım mı o zaman? -En büyük suç! belki de rahmetli Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerinindir. Dünyanın gerçekten en güzel şehrini bizlere miras bırakmıştır. -Sonra zaman içinde bu güzel şehri koruma konusunda gittikçe zayıflayan uygulamaları yapanlar. -On yıl gibi kısa bir sürede Balkanları ve muazzam bir imparatorluğu kaybederek bizi Anadolu'ya hapseden ve milyonların İstanbul'a akmasına sebep olan zihniyet. -Ortalık durulduktan sonra dünyanın incisi "İstanbul"u bir Fransız mimara katlettiren uygulamalar. -Yüz yıl, elli yıl geçiniz, bilgi çağına girdiğimiz son yirmi beş yıl içinde elli yıl sonrasını kucaklayan bir imar planını yapamayan şehrin nerede patlayacağı belli olmayan serseri bir mayın gibi gelişmesine sebep olan yöneticiler. Doğu ve Güneydoğudaki olayları sadece askerî ve polisiye tedbirlerle çözeceklerini zannedip olayı kangrenleştirip, göç olayını azdıranlar... Say da say! Ancak bu yozlaşma sadece, İstanbul'a ait bir şey değil. Bütün şehirlerimiz öz kültürümüzden ve estetikten mahrum, eski komünist ülkelerin övündükleri tarzda yüksek beton kitlelerle katledilmekte. Son yirmi yılda İstanbul'a nefes aldıracak uydu kentler çevre yolları ve toplu taşımacılıktaki gayretler yine de çok köklü çözümler değil. İstanbul bu manada "kendisini yeniden fethedecek kahramanını" hasretle bekliyor. Ha unutmadan, bundan sonra ağır(!) misafirleri gemiyle helikopterle taşımanın yanında metroyla da havaalanına götürebilirsiniz. Bu da bendenizin! "Palyatif tedbirler"e bir katkım olsun dedim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.