Teşekkürler Sayın Baykal

"Türkiye'de birşeyler değişiyor artık..." Bu cümleyi bana yazdıran kişi Sayın Deniz Baykal oldu. Hatırlarsanız geçenlerde ülkede siyasetin gerçekten hizmet yarışı olması gerektiğini ve siyasi parti liderlerinin yıllar boyu süregelen laf ebeliklerine dayalı patırtı gürültülerinden birşey kazanamadığımızı söylemiştim. Seviyeli politikacılar özlemini vurgulamıştım. Sonra da bu yazdıklarımı "saftorik" bulanlara siyaset sahnesinde keyifli seyirler dilemiştim. O yazıdan birkaç gün sonra Sayın Deniz Baykal'ın "kışkırtmalara aldanmayacaklarını, hükümetin doğru yaptıklarını destekleyeceklerini, yanlışlarını ise cesaretle ortaya koyacakları" tarzındaki beyanatı emin olun gönlümde güller açtırdı. Bizim 68 kuşağının en yoğun yaşadığımız, ama o günlerin gürültü patırtısı içinde algılayamadığımız "populist politika ve politikacıların zararlarını" şimdi sakin kafayla düşününce bütün boyutlarıyla görüyoruz. Değişim sürecinin başlangıcı! Sayın Deniz Baykal'ın bu tavrı bu tür politikalara milletin artık prim vermediği gerçeğine dayanıyor olmalıdır. Zira kendisi Türkiye'nin genç olduğu kadar en tecrübeli politikacılarındandır. Biraz abartılı kaçacak ama, CHP'nin parti olarak bu görüşleri paylaştığına tam olarak inandığım günü, Türkiye'nin "Bilgi çağına doğru değişim sürecinin başlangıcı" olarak teklif edeceğim. Çünkü haberleşmedeki yaşanan gelişmeler "Millete nasıl olsa yuttururum, bu millet daha neleri yutmuştur" anlayışıyla politika yapılan günleri geride bıraktırdı. Sovyetlerin dağılmasının ve hayali sosyalist projelerin rafa kaldırılmasının ardından politikanın üzerindeki yoğun ideoloji dumanlarının dağılması insanlığın bilgi çağına doğru emin adımlar atmasını sağladı. Bu arada bazı devletlerin kendilerine global dünyanın jandarması rolünü biçmeleri de şeffaflaşan dünya siyaseti karşısında zamanla önemini kaybedecektir. İşte o zaman her milletin, dünya kültürüne ve insani değerlere güzellikleriyle katkıda bulunmaya başlayacağı günler gelecektir. Harvardlı profesörün tavsiyesi Bundan üç yıl önce dinlemek imkanı bulduğum değişim ve değişim yönetiminin ustalarından Harvardlı Profesör Bayan Rosabett Moss Kanter konferansında Türk dinleyicilerine "Muazzam bir kültüre sahipsiniz, ne olur bu güzellikleri 5-10 yıl daha muhafaza etmeye çalışın. İnsanlar çok yakında hamburger ve kola kültürünün dışındaki güzelliklere yönelecekler. O zaman çok şeyler kazanacak ve kazandıracaksınız" derken o günleri kastediyor olmalıydı. Millet olarak bütün kurum ve kuruluşlarımızla "kültürel varlıklarımıza" sahip çıkmalıyız. Bunun yolu da seviyeli politika ve politikacıların seçilmesinden geçer. Bugünkü yazıya ilham veren Sayın Deniz Baykal'a teşekkürler eder, kendisine ve takımına başarılar dilerim.