Avusturya'daki iş adamlarımızın yeni arayışlarına çözüm bulmak için kurdukları Avusturya Türk Esnaf Kulübü (ATEK)'nün davetlisi olarak hafta sonunda Viyana'daydım. Viyana Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın yağmalamaya kıyamadığı kadar hoş bir şehir. Bu yüzden kuşatmayı biraz daha uzatmış ve bu fırsatı iyi değerlendiren Viyanalılar yardım alarak Türk ordusunu mağlup etmişler. Bunun izlerini şehrin her yerinde görmeniz mümkün. Ama şimdi şehrin her yerinde Türk insanının özellikle ticaret ve sanayideki izlerini görüyorsunuz. Kırk bine yakını Avusturya vatandaşı yüzbine yakın Türk var Viyana'da. İşte bu Türklerin birinci neslinden birçoğu kendi işlerini kurmuşlar. Kurdukları şirketler belli büyüklüklere ulaşmış. Şimdi artık kurumsallaşma ve profesyonelleşmenin gereği hissedilmeye başlanmış. Bu ihtiyacı sezen ATEK'in yöneticileri, yönetim konusundaki eğitim faaliyetlerinin başlaması için ilk kıvılcımı çakmak üzere yola çıkmışlar. Bu kadar yoğun bir ilginin olacağını doğrusu önceden kestirememiştim. Viyana'nın lüks otellerinden birinde üç saate yakın süren konferans tarzı bilgi paylaşımından sonra o gün geri dönecekken, bir firmanın özel bir seminer talebi sebebiyle pazar gününü de Viyana'da geçirdim. En önemli gözlem ikinci neslin çok daha etkin bir şekilde iş hayatına hazırlanmaya çalıştığı oldu. Hatta seminer verdiğimiz şirketin sahibinin oğlu aynı anda hem mühendislik hem işletme olmak üzere iki fakülteyi birlikte yürütüyor. Şimdi orada en önemli problem eğitimli ve yeterli insan kaynağının eksikliği... Çünkü şirketler hızla büyüyorlar. Diğer önemli problem de, Türkiye'de aynısını yaşadığımız, hızla büyüyen şirketlerin iş hayatındaki değişimi algılayıp yönetebilmek için gerekli kültür, teknik ve idari yeniden yapılanmayı kolaylaştıracak bilgi birikimini hızla gerçekleştirmek. Ancak bu işin oldukça hızlı yapılması gerekiyor. Çünkü şirketleri kurup, büyütmek zor ama onları son zamanlarda daha da sert esen rekabet rüzgârlarına karşı korumak çok daha zor. Viyana'da kendimizi evde hissetmemiz için çırpınan herkese, ama bu arada tanışmaktan zevk duyduğum "Üç Hüseyin"e teşekkürler. Viyana'yı alamadığımıza bu defa daha az üzüldüm...