"Vizyonsuz eylem kâbustur"

A -
A +

Bir ülkede istikrar kadar önemli başka bir konu olamaz desek, herhalde çoğu kişi bu fikre katılır. Özellikle siyasi istikrar ülkelerin gelişmesi, kalkınması vatandaşlarına insanca bir hayat standardı sunabilmesi için olmazsa olmaz bir şart oluyor. 1970'lerin başlarında Federal Almanya'da genel seçimler yapılıyordu. O günlerde genel sekreterinin casuslukla suçlandığı Sosyal Demokrat Parti lideri partiden ve meclisten istifa etmiş. Yerine Helmut Schmidt getirilmişti. Hıristiyan Demokrat Birliği'nin başında Helmut Kohl vardı. Kıyasıya bir mücadele sergileniyordu. Afişler, mitingler, televizyon programları, yürüyüşler; çok renkli ve hareketli günler yaşanıyordu. Federal Almanya'nın siyasî yapısına derinlemesine vâkıf olmamakla beraber, bütün partilerin fikirlerinde çok büyük ayrılıklar olmadığını hissetmiştim. O zamanlar bizde yine Demirel-Ecevit rekabeti vardı. Birinin ak dediğine diğeri kara derdi. Özellikle ekonomik açıdan biri neredeyse merkezî yönetim tarzını, öbürü flu da olsa liberal bir sistemi savunuyorlardı. Gerçekten ülkede iktidarlar değiştikçe, devletin politikası da büyük ölçüde yön değiştiriyordu. O yüzden Almanya'da rakip partilerin çok aykırı şeyler söylememelerine şaşırmıştım. Ve o günlerde küçücük bir soruyu çok çeşitli kesimlerden, çok kişiye sordum: "Şimdi iktidarda Sosyal Demokratlar var, Hıristiyan Demokratlar gelse devlet siyaseti yüzde kaç değişir?" Ortalama %5-6 civarında bir değişiklik olacağını söylüyordu herkes. Nitekim bu istikrarlı devlet yapısı Federal Almanya'yı son 25 yılın yıldız ülkesi yaptı. Vatanlarının doğusunu silahla değil ama 'Mark'la geri aldılar. Ülkemizde de partiler arasındaki görüş farklılıkları epey azaldı. Ecevit Türk Cumhuriyetlerine sıcak bakabiliyor. Milliyetçi Hareket Partililer daha bir yumuşadılar. Baykal, Osmanlı kültürüne sahip çıkıyor, İsmail Cem başörtüsüne çözüm getireceğini ima ediyor... Milli Görüş diye özetlenen cenahta, daha bir mantıklı siyaset özlemiyle cesaretle yeni bir siyasi şekillenme oldu. Bütün bunlar gerçekten özlenen ve beklenen şeylerdi. Ama devletin genel politik çerçevesi henüz net bir şekilde çizilmiş değil. Bugünlerde siyasi partilerdeki olumlu gelişmeleri devletin genel politikasının tesbiti yolunda atılmış samimi adımlar olarak değerlendiriyorum. Ufukta vizyonumuz beliriyor, bu da bana ümit veriyor. Çünkü Japon atasözü; "Eylemsiz vizyon hayal, Vizyonsuz eylem kâbustur" diyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.